Bölüm 17: Öncesinde Araştırma Yapmadan Zindana Girmekten Nefret Ediyorum

Yarım dakika civarı ilerledikten sonra, garip dizaynlara sahip bir dizi kapı önümüzde belirdi
RPG bilgime bakarsak, yanılmıyorsam içlerinden biri zindanın girişinin örneği olmalıydı.

Tanrım, neden ayrım yapma işi bu kadar zor olmalıydı!? Bulmaca falan olsaydı daha kolay olurdu yani. Önümüzdeki tek yol şansımızı denemek, ve bu sorun arz ediyor.

"Gidelim."

Dale, beni ortadaki kapılardan birine götürdü.

"Doğru kapıyı nereden bilebilirsin?"

"Elbette, sırayla her birini denedim. Bu bayağı basit bir zindan düzeni. Her yanlış kapı öncekine benzer bir canavar spawnlıyor. Şunu bil ki, buraya ilk geldiğimde 11.seviyeydim. Eğer önceki solucana benzer bir canavar olsaydı, öldürmem yarım saatimi alırdı ve birkaç tane potu da listeye ekleyelim."

Demek bu herif zindanlarda potla kasılıyordu? Bunun için üstün bir azim lazımdı...

"Yani, gelecekteki canavarların daha da güçlü olduğunu mu ima ediyorsun?"

Sadece kendimi hazırlamak maksadıyla, bunu sordum.

"2. katta benden güçlü canavarlar bile var."

Gerçekten Dale'den güçlüler mi? Nasıl bir şey bu? Dale 15.seviye Eğer 15'i geçen bir canavar
varsa o zaman, kısaca onlara yemek olmam gerekmiyor mu?

"Şanslıyız ki, bu zindan başkentin altında kalıyor. Ölünce teorik olarak, katedralde dirilmelisin. Sanırım bu düşük seviye bir zindan için yarar sağlıyor."

"Hey hey hey, yine de hala yanlış değil mi? Dirilsek de, önceki vücudumuza ne olacak?
Anında transfer edilecek mi? Yoksa sadece ruh mu bedenden çıkacak? Vücut kalırsa, ortada farklı çeşitlerde etkikeşimler olmaz mıydı?"

Tek kişi olsa tamam da. Parti kurunca ve grup üyelerinin canavarlar tarafından müstehcen sahnelere itildiğini düşünsene, kesinlikle kusarsın değil mi?

.....

Hepsinin de böyle davranışlarda bulunacağını ima etmiyorum, ama olma ihtimali de yok değil.

"Bu kesinlikle düşük seviyeli oyunculara göre değil, değil mi... Bu çok fazla!"

İtirazımı dile getirdim.

"Hahaha, çalışmazsan karşılığında hiçbir şey alamazsın. Haritaya göre zindanın 3 katı var.
Son odaya ulaşabilirsek, birkaç tane güçlü ekipman almalıyız."

"Eh, bu durum da ne oluyor hakkında hiçbir şey bilmediğimiz bir zindandayız! O kadar fazla oyun oynadıktan sonra biliyor olman lazım, hakkında hiçbir bilgim olmadan bosslara dalmaktan kesinlikle nefret ediyorum! Bu çok kederli ve üzücü!"

Öncesinde, arkadaşlarımla yeni açılmış bir zindanı keşfederken, 3 gün 3 gece hiç uyumamıştık,
bu nedenden internet kafenin patronu bizi az daha hastaneye postalıyordu...

......

Fakat, benim durumumda ne olursa olsun hastanelik olurum değil mi?
En azından, bu şu anki hislerim.

Yine de, katedralde dirilebildiğimizden, burada bir hastane olmalı? Yoksa,
tek dirilebilenler bizler miyiz?

Yanlış, eğer böyle olsaydı, Dale Diriltme Parşömenini nerden aldı? Yoksa almadı mı?

"Dale, diriltme parşömenini nereden buldun?"

"Diriltme Parşömeni?"

Yolda rehberlik eden kişi Dale, yüzünü bana döndü.

"Bu şey sadece sentez ile yapılabilir. Ayrıca, bu dünyada buna benzer başka bir eşya daha yok. Sadece bizim gibi insanlar kullanabilir. Öncesinde birkaç eşya almış olmalısın değil mi? Eğer normal bir şekilde NPC'lerle konuşursak, sadece günlük ihtiyaçlara ulaşabiliriz. Fakat, "Sohbet" fonksiyonunu kullanıp alıncacak itemleri seçersek, o zaman seçilebilecek itemler değişiyor. Bu arada, parşömeni öylece almadım. Ara sokaktaki garip adamın tekiyle "Pazarlık" yaptım ve tarifi aldım."

Hey hey hey, "Sohbet"i sadece eşya almak için kullanabileceğimiz sanmıştım. Yani direk olarak mallarını sorabiliyorduk? O zaman öncesinde dükkancı ücreti düşürmeye söz verdiği halde, pencerede gözükmemesinin sebebi bu muydu?

"Hey, hiç biriyle savaşırken "konuşma"yı denedin mi?"

"....."

Dale bir anlığına derin düşüncelere daldı, ve aniden cevapladı.

"Oh doğru! Eğer bir "Sohbet" başlatırsak, o zaman karşı parti saldırmayı kesmeli!
Neden bunu düşünemedim ki?"

"Daha önce denemediğini mi söylüyorsun?"

"Ah... haklısın. Belki de yapamıyorsundur. Yine de, hiç de kötü bir taktik değil,
öbür sefere deneyelim!"

Fakat, bu işe yarasa da biraz mantığa aykırıydı... Ayrıca, eğer "Sohbet"e girersek taraflar
bunu nasıl görecekti?

Hayal edebildiğim söylenemez. Yine de, sanırım cevabı sonrasında bulacağım.

Aniden, Dale'in adımları durdu. Bir anda sırtına tosladım, ve sordum.

"Sorun ne? Neden durdun?"

"Bu..."

Dale bana bakarken kaşlarını indirdi.

"Zindanın yolu değişmiş gibi..."

"Hah?"

"....."

Dale başka bir şey söylemedi ve önündeki yolu işaret etti.

Baktığımda, tüm görebildiğim çıkmaz sokaktı. Yolumuzu kapatan duvar dışında, hiçbir şey yoktu.

"Neler oluyor!?"

Fakat, Dale'in yüzünde hüzünlü bir ifade vardı. O da neler döndüğünü bilmiyor gibiydi.

Bir anda, sağdaki duvarda çatlaklar oluşmaya başladı. Dale beni tuttu, ve arkaya bakmadan, geldiğimiz yere doğru koşmaya başladı.

Sonraki saniyede, Yumuşak Toprak Solucanına benzer bir şey duvarda belirdi. Bize doğru gelirken pis kokulu ağzını açtı.

"Acele et ve koş! Zindanda, bunun saldırı stilini anlamamız imkansız! Eğer koşmazsak, gerçekten boka batacağız!"

Dale'in sözlerine bakılırsa, şaka maka değildi. Elbette, Yumuşak Toprak Solucanı da
bizimle şaka ediyor gibi değildi.

Diğer bir deyişle...

Canımız pahasına koşuyorduk!

1 yorum:

 

Serilerden Haber Vs.

FMW'yi durdurmamızın ardından iyi bir haberimiz var Lucid Dream'in Yazar ve Çizeri yeni bir seriye başlamış Träumerei Scans'ta el atacakmış, Lezhin çizimler yine fena olmuş.
Zhan Long 2 - 2.bölüm İngilizce çevirisi bekleniyor.
Projeleri görüntüleyemeyenler buradan ulaşabilirsiniz.

Son Kayıtlar

Duyurular

-Konjiki 22 ve 23 Eklendi (2017'nin ilk bombası!)
-SWRPG 3X33 Eklendi (2016 İlk Bölümü Yeaah!)
-Shokugyou Mushoku 1 Eklendi
Copyright © Maganda Çeviri | Designed by Templateism.com