Bölüm 20: Yavaş İlerleyen Uygulamalı Egzersiz

3 saat sonrasında, hele şükür ki planımızın ilk adımını tamamladık.

2 metre genişliğindeki nehir önümüzde belirdi. Anlaşılan yön duygumla alakalı bir problem yoktu, ve bu harita parçası sadece nehirlerin yerlerini işaretlemişti.

Nehir gerçekten hızlı aksa da, su temiz ve berraktı, çünkü dibindeki yüzen balıkları net bir şekilde görebilmiştim.

Elimi nehre daldırdım, ve su ruhumu yenilemek için yeterince serinleticiydi.

“Daha fazla dayanamıyorum, yorgunluktan ölmek üzereyim!”

Doğanın güzelliğiyle eğlenirken, arkamdan gelen bıkkın bir ses duydum. Umutsuzca bakmak için döndüm, ve ağaca dayanmış yüzünde ölen bir ifadeyle Shir’i görebildim.

Dayanıklılığı ne kadar kötü bunun, tanrım… Bu herif gerçekten tüm zamanını evde ders çalışarak mı geçiriyordu?

“Hadi ama, bu kadar yolu yürüdük sadece, bilirsin? Koştuğumuz falan yoktu.”

“Eskiden… En uzun yürüdüğüm… süre… sadece… bir saatti. Daha önce… hiç… bu kadar çok yürümemiştim.”

Nefesini düzenlerken bana cevap vermeye çalıştı.

Eh… Tanrım… Onun pohpohlanmış asil hayatıyla ya da ders çalışmaya karşı ciddi tutumuyla dalga geçsem mi ki?

Bu dünyaya geldiğimden beri dayanıklılığım artsa da, eski dünyamda tüm zamanımı evde geçiriyordum, 4 veya 5 saat durmaksızın yürümek pek fazla sorun teşkil etmiyordu. Bu herif sadece 3 saat yürüdükten sonra mı yorulmuştu, biraz fazla zayıf değil miydi?

“Neyse canım. İlk hedefimizi başardığımız için, hadi küçük bir mola verelim. Sonrasında, akıntıyı yukarı takip ettiğimiz sürece, o şüpheli yere ulaşabiliriz.”

Bu kadarını oldukça emin bir şekilde söylesem de, aslında, kendi fikrimi sorguluyordum.

O şüpheli mekan göz atmaya değerdi, yine de, gerçekte, sıradan insanlar bunları düşünmezdi, değil mi? Ve sadece böyle bir yer olduğu için, tüm Kristal Kalplerin orada toplanmış olması imkansızdı. Yoksa, öğrencilerin bu uygulamalı egzersizde başarılı olma şansı azalırdı. 

Ve fazla üyeli gruplar için, en büyük problemleri Kristal Kalpleri bölüşmekti. Eğer grup egzersiz sonunda olması gereken minimum Kristal Kalp sayısına ulaşamazsa, çıkmaza girerlerdi. 

Ve bu uygulamalı egzersizdeki çoğu katılımcı asildi. Kendilerini kesinlikle Kristal Kalpler için rekabete atarlardı. Güçte yarıştıktan sonra, sıra sosyal statülerinde yarışmaya gelecekti. Kendimi gerçekten böyle baş belası bir duruma sokmak istemiyordum

Bu da diğer takımlarla karşılaşmak istemememin başka bir nedeniydi.

Doğru. Yolculuk sırasında durmaksızın çevremdeki isimlere baktım. Aynı yönde isimler gördükten sonra, çevresinden dolanıyorduk. Elbette, diğer takımlar varlıklarını saklamak için Tahta-tipi veya Toprak-tipi büyüler kullanırsa, bunun hakkında yapacak bir şey yoktu.

Fakat, bizden sorumlu öğretmen gerçekten takipteyken kendini fazla gösteriyordu. Kendi varlığını saklamak için tek bir yetenek yahut büyü bile kullanmıyordu.

Yolculuk sırasında birkaç sefer, bakmak için döndüm, ve muhtemelen çoktan onu fark ettiğimi anladı. Bunun ardından, son bir saatte, ağaçların arkasına saklanmaya bile zahmet etmedi, ve sadece arkamızdan yürüdü.

Şu anda, bizden 5 metre uzaklığında bir ağacın altında oturuyordu, ve dalgınca kendi büyü asasına bakıyordu.

Bundan güç alarak onu selamlamak için yanına gitmeyi düşündüm, fakat, kendimi alıkoydum. Sonuçta, aslında, bizi gizlice takip etmesi gerekliydi. Eğer onu şimdi açığa çıkarırsam, kesinlikle utanç duyardı.

Öncesinde, Shir onun varlığını fark etti, ve o da bizi neden gizlice takip etmediğini düşündü. Yine de, onun görmezden gelmenin daha iyi olduğunu söyledim.

Bundan dolayı, söyleneni yaptı.

“Mola verdiğimiz için, bu zamanı bir şeyler yemek için kullanalım~ Bir sürü yiyecek hazırladım, bilirsin~”

Dedi Shir aniden. Bakışlarımı ona çevirdiğimde, tatlılar çağırdığını gördüm.

Bu doğruydu, tatlılar! Ve acayip lezzetli gözüküyorlardı! Pastanın her katmanı meyveler ve kremayla süslenmişti, ve birkaç tip çikolataya sahipti.

Bu görüntü birinin iştahını uyandırmak için yeterliydi, fakat, gerçekten bilmek istediğim şey…

Aman tanrım! Cidden bu çocuk şu şeyleri neresinden çıkarıyordu!?

Bana katmanlı pastayı verdikten sonra, başka çeşitli eşyalar çıkarmaya başladı.

Tatlılar, aperatifler ve termoslar… Bu herif burada bir çay partisi vermeyi mi düşünüyordu?

Diğer herkes kendini aramaya vermişken sen burada çay partisi mi yapıyorsun!? Bu tutumun da ne oluyor böyle!

Bu arada, şu herif de bir asildi, yani item depolamak adına bir yüzüğe sahip olması normaldi. Bu dünyaya geldiğimde bir tane almış olsam da, aynı zamanda gizlenme fonksiyonu bile olsa, bu özel yüzüğün varlığını saklayarak, başka bir ucuz boyutsal depolama yüzüğü almıştım. Ve bunda bazı giysileri ve iksirleri saklıyordum.

Bundan dolayı, çalınırsa, sadece az bir şey kaybetmiş olacaktım. Sonuçta, bu dünyada eşya sahiplerinin kimliklerini tanımlayacak bir şey yoktu. Yine de…

Bu hala bütün bir tatlı koleksiyonuna yüzüğüne depolayabilmiş birini ilk görüşümdü. Bu çocuk cidden ne kadar zengin böyle!?

“Sadece birkaç dakikalığına dinleneceğiz, yani ne diye çay partisi yapıyoruz… Ve yüzüğünde böyle şeyler sakladığın için, diğer ihtiyaçlarından ne haber?”

“Endişelenme, onlar için bir yüzüğüm daha var~”

Mutlu bir şekilde cevapladı. Anlaşılan bu çocuk tatlıları ve çayı olmasını cidden seviyordu… Aslında böyle davranan bir erkeği ilk görüşümdü.

Eh… Aman be, benden sonra tufan. Sonuçta, bu pasta kesinlikle lezzetli görünüyordu.

“Mmm, fena değil… bu pasta cidden iyiymiş. Yine de, bunları bitirdikten sonra, ilerlememiz lazım, yoksa hedefimize ulaşmamız bir ömür dürecek.”

“Eh~ 3-saatlik-uzun bir ara vermiyor muyduk biz?”

Bana üzgün gözlerle baktı…. Bu yüz ifadesi de neyin nesi!? Niye beni kötü adam olarak göstermeye çalışıyor!?

Neden bir erkek böyle kedicik tarzı bir ifadeye sahip? Ve neden böyle etkili!?

“3 saat olacak falan demedim ben… Ben öyle bakma…”

Yine de, görünüşe göre bu çocuğun beni affetmeye niyeti yoktu… Korkunç! Bunun zihne saldırma gibi bir gücü mü vardı!?

“Tamam… tamam! İki saatliğine dinleneceğiz, bu yeterli değil mi!? Ve uzaklığa bakılırsa, en az bir 20 saat yürümemiz gerekli. Dinlenmeye fazla zaman harcayamayız.”

“Tamam, anladım! Öyleyse 2 saat dinleniyoruz. Biraz çay ister misin?”

“…Elbette.”

Kendimi tutamadım. Pastanın tatlılığı zihnimi ele geçirdi…

Bir bardak çay aldıktan sonra, arkadan birinin geldiğini hissettim. Bakmak için döndüm, ve öncesinde ağacın altında öğretmenin şu an tam olarak Shir’in arkasında duruyordu.

“Benimde bir bardak almanın bir sakıncası olur mu? Üzgünüm, gemiden suyumu ve yiyeceklerimi getirmeyi unutmuşum.”


“Tabii, buyur.”

Diye cevapladı Shir gülümsemeye devam ederken.

“Hey hey senin bizim gözetimimizden sorumlu öğretmen olman gerekmiyor? Bizimle gelip bir çay almanın gerçekten sorunu yok mu?”

Öncesinde kapüşonunu kapattığı için, onu net bir şekilde görememiştim, ama sonunda yüzüyle ilgili tam bir görüntü elde edebilmiştim.

Koyu yeşil saç rengi, gözleriyle aynı. Yüzünde hiçbir kırışıklılık yok, ve dudakları sinsi bir gülümsemeyle aralanmış.

Bizden sadece biraz daha büyük olsa da, yine de, öncesindeki departman başı gibi onunla ilgili her şey soru işareti doluydu.

“Sorun değil, sorun değil. Size hiçbir şekilde yardım etmediğim sürece, kurallara aykırı değil. Aslında, siz çocuklar benim varlığımı birkaç saat önce çoktan farkına vardınız değil mi? Niye gelip az laflamadınız?”

“3 herif arasında konuşacak ne olabilir ki…”

“Üç.. anlıyorum, şey, iyi, sanırım. Endişelenme, benimle sohbet etmek aslında kurallara aykırı değil. Tüm kuralları ve yönetmelikleri bu okulda ezberledim, demem o ki kuralları çiğnemeyen her şey kitabımda makuldür. Düşündüğüm şey bu, peki sizler?”

Bu adam… Niye ondan kabadayı havası alıyordum…

“Ah doğru, Fir ve Shir, ikinizin de isminizi bildiğimden, siz çocuklar benimkini bilmiyorsunuz, değil mi? Benim adım Landur Bruklis, ve İleri- Derece Rüzgar Sınıfı öğretmeniyim, siz ikinizler çalışmayı dört gözle bekliyorum.”

Görünüşe göre bu herif doğruyu söylüyordu. Konuşmayı bitirdiği anda, bazı bilgiler ortaya çıktı.

Landur Bruklis
LV ?? Rüzgar Sihirbazı ?? ???
[???] [???] [???] [???] [???] [???] [???] [???]

Anlaşılan tek bir sınıftan daha fazlasına sahipti, göremem büyük şanssızlıktı.

Fakat… Bu adam geçinebileceğim birine benziyordu.

“Yani diyorsun ki, kuralları çiğnemediğimiz sürece, her türlü pis ve el altından götürülen iş kabul edilebilir?”

“…”

Bana baktı, ve alaycı bir şekilde güldü.

“Doğru.”

“İyi öyleyse, senin gözetimin altındayız!”

2 yorum:

  1. güzel bölümdü emeği geçen herkese teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. eline sağlık hemen digerinede geçeyim :)

    YanıtlaSil

 

Serilerden Haber Vs.

FMW'yi durdurmamızın ardından iyi bir haberimiz var Lucid Dream'in Yazar ve Çizeri yeni bir seriye başlamış Träumerei Scans'ta el atacakmış, Lezhin çizimler yine fena olmuş.
Zhan Long 2 - 2.bölüm İngilizce çevirisi bekleniyor.
Projeleri görüntüleyemeyenler buradan ulaşabilirsiniz.

Son Kayıtlar

Duyurular

-Konjiki 22 ve 23 Eklendi (2017'nin ilk bombası!)
-SWRPG 3X33 Eklendi (2016 İlk Bölümü Yeaah!)
-Shokugyou Mushoku 1 Eklendi
Copyright © Maganda Çeviri | Designed by Templateism.com