Bölüm 27: Teklif Edebileceğim Hiçbir Şey Yoksa, Çalışmalıyım

Tanrım, bu aklıma bile gelmemişti ama iki kız durumu fark etti, ve çok güzel bir görüntüyü kaybettim.

Şu iki kızın, müthiş bir tepki verme hızı vardı. Bunun iyi bir şey mi kötü bir şey mi olduğunu anlayamadım.

"Bu kat daha bir normal gözüküyor."

4.kat olması gereken yere gelince, tuğlalar vardı, paslanmış mumluklar, ve çatlamış bir zemin. Çok iyi, en azından, bununla normal bir zindana benziyordu. Eğer yeniden garip ve random bir şeyler çıkarsa, artık buna nasıl cevap veririm bilmiyordum.

"Katılıyorum~ Altımızdaki kat başka bir boyut gibiydi. Gizli hazineler olsa da, müdürün görevini hızlıca tamamlamak en iyisi~ Sonuçta, 3 gündür buradayız."

Dedi Lanya giydiği garip görünümlü cübbeye bakarken.

Bu kız açıkça loliydi, yine de sıkı bir cüppe giyiyordu. Tüm vücudunu gözler önüne seriyordu. Lolicon olmasam da, ne zaman figürünü görsem, içimde bi onu koruma isteği oluşuyordu.

"Ne Ne, bana iyi ücret ödersem giysiyi yıkamam ve anında sana satarım~"

Kendime geldikten sonra, bu kız yüzünde garip bir sırıtışla önümde belirdi.

"Gerek yok. O tip hobilerim yok."

"Oh oh? Öyle mi? Açıkça vücudumu dikizlediğin halde~"

"Sadece merak etmiştim..."

"Sapık."

Dedi arkamda duran Yybril.

"Eh..."

Ona açıklamaya çalışsam da bunun işe yaramayacağını düşündüm. Pff, Falan'a göz attım.

Şu an için, biraz garip kaçsa da ona Falan demek daha iyiydi. Sonuçta, kafasının üzerindeki 'Kelany' ismini görebiliyordum.

Soyadı 'Momiji'de garip geliyordu. Onu tanımak istesem de, bunu ancak sonrasında yapabilirdim.

Aniden, önümüzdeki duvarın arkasında kırmızı bir isim belirdi.

Yanan Kızıl-Kalpli Şeytan LV 20 9.000.000/9.000.000

Hey hey! Bu mantıksız HP değeri de ne oluyordu? Neden 25.seviye robottan 1 milyon daha fazla HP'ye sahipti!?

"Yanan Kızıl-Kalp Şeytanı diye bir yaratık var. Ve buradan görülebilecek."

"Oh? Kızıl-Kalp Şeytanı? Nerede?"

"Bu yönde, duvarın arkasında."

"Kırmızı Lotus-Kırmızı Enerji Patlaması"

Falan ellerinden birini kaldırdı, ve kırmızı ışık huzmeleri toplanmaya başladı. Bundan sonra, kırmızı bir büyü çemberi parmak uçlarında belirdi ve sayısız kırmızı taç yaprağı büyü çemberinden fırladı. Bir fırtına gibi, taç yaprakları duvara doğru uçtu.

Önümüzdeki duvar anında parçalara ayrıldı, ve sayısız taç yaprağı canavarı aşıp geçti.

Canavarın HP barı yarıya iniverdi. O sırada,  Yybril'in bedeninden beyaz bir ışık sızdı.

"Beyaz İmparator-1 İnç Radyus!!"

Yalnızcı, kılıcın kınından sıyrıldığını duyabildim, ve önümüzdeki yıkılmış duvar üzerine bir çizgi çekermişçesine, yataylamasına kesti. Böylece duvarın arkasındaki canavar... ölüp gitti.

Yanan Kızıl-Kalp Şeytanı Yenildi.
Parti EXP Alındı: 6.000
İtem(ler) Alındı: Lanetli Kalp

Lanetli Kalp(Yenebilir)
Sürekli Olarak Maksimum HP 1.000 puan artar.
Tek-kullanımlık.
Yan Etki: HP iksirleri 24 saat için kullanılamaz olacaktır.

Gizemli bir eşyaydı. İşe yarar görünüyordu. Yediğim sürece güvende olacaktım, maksimum HP sürekli artacaktı.

Şeytanın düştüğü an, kızlardan biri aceleyle geldi.

"Hahaha, haha, bakalım bu sefer neyimiz var~"

Şüphesiz Lanya'ydı.

Çökmüş duvardan geçtikten sonra, Kızıl Şeytan'ın cesedinin yanına geldim. Görünüşüne bakınca, isminin nereden geldiğini anladım.

Kalp şeklinde kırmızı bir vücut... Bu canavar nasıl bu kadar büyümeyi başardı...?

"İyi işti."

Yybril arkadan geliyordu.

"Bu şerefsizler bayağı baş belasıdır. İlk o bizi fark etseydi, bedeninin etrafına kalkanlar döşeyecekti. Ve bizi direk darbeden mahrum bırakacaktı. Gücü fazla olmasa da, bir kere seni hedefi haline getirdi mi acımasızca saldırır. Ve kalkanları hem büyü hem fiziksel hasarı engelliyor, sen olmasaydın uzun süreli bir savaş gerçekleşecekti."

"Anlıyorum..."

Kuşkusuz, bu yaratığın defans namına hiçbir şeye sahip olmadığını sanmıştım. Sadece düşmanla karşılaşınca etkinleştiğini düşününce...

Yine de...

Bu şey nasıl hareket ediyor? Sonuçta, sadece bir kalp uzuvları filan da yok.

Oh, elbette Ybril'in kestiği şey canavarın dış görününşüyle alakalı değildi.

Fakat, durum buysa uçuyor muydu? Enerjisini nereden alıyordu? Büyü? Büyüyse, ne tür bir uçuş aracını canavar kendine donatabiliyordu?

Eğer kopyalayabilseydim, ilginç olmaz mıydı? O zaman yürümeye ihtiyacım kalmazdı, çünkü istediğim gibi uçabilirdim! Ve bu kesinlikle ejder veya at sürmekten daha iyi!

Ardından, Lanya mızmızlanmalarıyla düşüncelerimi böldü.

"Oh? Bunda neden kalkanlar olmadığını anladım, çağırmaya fırsatı olmadı~ Ama özüt niye kayıp?"

"Özüt?"

"Evet, kalbe benzeyen bir eşya. Önceden burada olsa da..."

Kalbe benzeyen? Lanetli Kalpten mi bahsediyor? Envanterimde o eşyaya bakmıştım.
Düşündüğüm gibi, kalp şeklindeydi.

"Belki de bazılarında özüt yoktur?"

"Oh? Onu imha etmeyi başardığımız halde..."

Lanya mutsuzca yerde yatan cesede baktı.

"Peki~ Boşver."

Fakat, eski haline geri döndü.

"Sonuçta, bununla kıyaslayınca daha ilginç bir şey buldum~"

"Ah? Neymiş o?"

"Sensin~ Nedense, duvarın arkasında ne olduğunu görebiliyorsun~"

"O..."

Haklıydı... İsmini görmeseydim, orada bir canavar olmadığını bilemezdim.

"Ve canavarın tam ismini de biliyordun... Nasıl saptayabildin?"

"Şey... Nasıl açıklayacağımı bilemiyorum. Buna benim iç sesim diyelim. İç sesim~"

"İç sesin... tanımlamak için ne kadar sinsice bir yol."

Lanya böyle söylese de, sadece kafa sallamakla yetindim.

"İşe yaradığı sürece. Lanya, rehberlik aracını ona ver. Şu andan itibaren, o liderlik edecek, ve düşmanın ne zaman çıkacağını söyleyecek."

"Oh?"

"Sonuçta, yeterince katkıda bulunmuyordun değil mi? Keşifcimiz olarak davranırsan, yeterli olacaktır."

"..."

Tam anlamıyla bir alet olarak görülüyordum, kötüye işaret... Neyse, iş verdilerse yapmak
gerek değil mi?