Bölüm 10: Öncülük Etme: Acı Dolu Bir Süreç

Uçuş sırasında sürekli olarak düşünceler içiresindeydim.

Yaptığım her şey Irlin'in güvenliğini sağlamak içindi. Artık onun güvenliğini halletiğime göre, kendiminkini düşünme zamanımdı.

Hala daha bu dünyanın sistemine tam anlamıyla alışamamıştım. Büyücülerin araştırmalarını nasıl sürdürdüğü hakkında emin değilim. Ama gerçekten insan deneyi mevzusuna gelirse, o zaman bir kaçış yolu hakkında düşünmem gerekirdi.

Aliyah köydeyken ölsek de katedralde yeniden doğacağımızı söylemiş olsa bile, bu durum Acemiler Köyü için geçerliydi. Köyün dışında kesin değildi. Ayrıca, laboratuvarda yeniden canlanma ihtimalim bile vardı.

Bu dünya çok gerçekçiydi, ölsem ve yeniden canlanamasam bu büyük bir kayıp olmaz mıydı?

Yine de, bu heriften kaçmak o kadar kolay değildi. Seviyesi benim iki katımdı be, ve daha yıldırım büyüsünü bile görmemiştim. Eğer seviye atladıkça statlardaki artış aynıysa, o zaman kafama tek vuruşuyla beni öldürebilirdi.

Boku yedik, bu sefer boku yedik...

Ya bu arada, niye uçarak keyfimizi bozuyorduk ki? Bu dünyada portal falan yok muydu? Bu hiç de kullanışlı değil.

"Tamam, gelmek üzereyiz, inişe geçiyoruz!"

Dale'in sesi rüzgarla taşındı, ve ileriye bakınca şimdiden başkentin dışını görebiliyorduk.

...

Fakat, kısa bir süre sonra, hızımız hala düşmemişti.

"Imm... Yavaşlamamız gerekmiyor muydu? Bu mesafede, biraz tehlikeli sanki."

Doğru, başkent yurttaşları bile bizi aynı düşüncelerle görse de, bu herifin yavaşlamaya hiç de niyeti yoktu!

Bu herif duvarlara kafa atma peşinde miydi yahu!?

"Ah, bu şey... Aslında büyüm şu anda deneme sürecinde. Yani pek yavaşlayamıyorum!"

Dale bir kahkaha attı.

"Hah? Olamaaaaz!!"

Irlin'in çığlığı tüm başkent boyunca yankılandı.

Irlin aniden acayip korkmuş göründü, ama eminim ki benim de şu an suratımda aynı ifade vardı.

"Pozisyon doğrulandı. Rüzgar yönü analizi tamamlandı. Durmak için gerekli gücün analizi tamamlandı. Uçuş yörüngesi ayarlandı."

Dale'in sözlerinden, her nasılsa ineceğimiz yeri tahmin edebildim.

Şehir duvarlarının yanında havadar bir alandı. Alanın dairesel kısmı demir tellerle sınırlandırılmıştı, ve çemberin içerisinde gri renkli bir obje bulunuyordu.

O ne ola? Bir tür hız kesici?

"Elektromanyetik Bölge!"

Elektrik akımı küresel bir şekilde etrafımızı sardı, ve dairesel alana bağlandı.

Bedenlerimize arkadan bir güç etki etti ve yavaşça üçümüz de güvende bir şekilde iniş platformuna konduk.

"Şuna bak! Transfer mekanizması büyünün ve bilimin gücünden oluşturuldu! Tam bir başyapıt! Düşük maliyetli ulaşım cihazı buradan uzakta değildi, hahaha! Oh evet, sizi bilimi anlatsam bile anlamaktan acizsiniz değil mi? Aman neyse, başkente vardığımıza göre, sözüm tutulmuştur."

Dale ikimizi platformdan aşağı sürüklerken ve caddelere sokarken oldukça heyecanlı gözüküyordu.

"Biz... şu an Kraliyet Büyü Enstitüsünün yerleşkesindeyiz, değil mi? Yoksa..."

Irlin'in sözlerini duymasıyla, Dale bir kahkaha patlattı.

"Aslında ben Kraliyet Büyü Enstitüsü 3. Araştırma Tesislerinde Başkan Yardımcısıyım. Hahahaha!"

"Ve sen hala kara pelerinler içerisindesin? Teröriste benziyorsun."

"Hah? Tüm büyücülerin cüppe giymesi esas ve ayrıcalıklıdır, bilirsin!"

"...Öyle mi? Anlıyorum demek sende onlardan birisin."

Bu herif başından beri garip davranıyordu. Bilim ve enteresan düşünceler zırvalayıp duruyordu, açıkça... kahrolası bir chuunibyou idi!

Ve önceki iniş metodu... Dikkatli baksaydım, spiral kablolardı değil mi? Zırhlarımızdaki metali kullanarak, yavaşlamamızı sağladı.

Bahsi geçmişken, bu manyak yıldırım büyüsü kullanıcısıydı.

"Evvet, görevi teslim ettikten sonra sohbetimize devam edelim, seni ucubik chuunibyou."

"He? He? Daha demin ne dedin sen?"

"Diyorum ki ucubik ve daha mezun olmamış  bir chuunibyousun. Görevi birlikte teslim edelim. Büyük ihtimal senle biraz EXP paylaşabilirim."

"Sen..."

Aniden kaskatı kesildi ve donup kaldı. Hemen ardından, hızlıca benim olduğum tarafa yürüdü ve kulağıma fısıldadı.

"Sen... Sen de mi öteki dünyadan geldin?"

"Ah, doğru. Gidelim, biraz EXP alalım."

"Anlıyorum... Tch. Bende diyorum ne zaman NPCler kendini bu kadar görevine adadı. Bunun nadir bir görev olma olasılığını bile düşündüm. Ama senin görevin olduğunu düşününce..."

"Mızmızlanmayı kes. Yolumuzda Irlin zaten birkaç kere saldırıya uğradı. Bahse girerim ödüllendirileceğim EXP artmıştır, ne dersin?"

"Biliyorum, sonuçta benim gibi yüksek-seviye birini bile gönderdiler. Elbette onun için kolay olmadığını biliyorum..."

Dale devam etmeden önce, Irlin'e baktı.

"Tamamdır, benimle aynı dünyadan gelmiş, tanıştığım ikinci kişi olduğun için hadi birbirimize kol kanat gerelim."

"Harika olurdu. Sadece 1 haftadır buradaydım, ve bu dünya hakkında pek fazla bir halt bildiğim yok. Soru sorabileceğim biriyle karşılaşmayı başardığım için, umarım bana yardımcı olursun senpai."

"Hey hey, bana öyle seslenme beni olduğumdan daha yaşlı gösteriyorsun."