Bölüm 11: Artık İnsan Olmadığım için, İnsan Olmayı Unuttum

‘Baygın’ durumunun geri sayımı bitmesinin ardından, duyularım iyileşmeye başladı.

Sırtımda soğuk zemini hissetmedim. Bunun sebebi muhtemelen birinin beni yatağa kaldırmasıydı. Yine de, bir şekilde bedenimin sağ tarafında bir şeyler olduğunu hissedebiliyordum.

Kalktığımda ve çevreme bakındığımda, birkaç insan vardı, ve hepsinin yüzlerinde aynı sert ifade vardı.

Sırtımdaki şeyi kontrol etmeye çalıştım, ve beklediğim gibi beyaz kanat açılmaya başladı.

Fakat, kanat daha yeni çıktığı için, hala o tarz bir şeyi güzelce kontrol etmek zordu. 
Yapabildiğim en iyi şey aşağı ve yukarı hareket ettirmekti.

Ama, sol tarafımdaki kanattan hiçbir cevap yoktu. Anlaşılan Falan’ın büyüsü harbiden etkiliydi.

“Imm, birileri bana tam olarak ne olduğunu açıklayabilir mi?”

“Öncesinde ne olduğunu hatırlamıyor musun?”

Konuşan daha öncesinde gördüğüm Işık Büyücüsü yaşlı adamdı, aynı zamanda beni revire getiren kişi.

Bunu söylerken yan tarafına baktı. Baktığı yöne gözlerimi çevirdim,  gerçekten duvarda kocaman bir delik vardı.

Ve o sırada, kıyafetlerimde siyah lekeli deliğe benzer bir şey olduğunu fark ettim. Doğru hatırlıyorsam, sahip olduğum yara öyle bir şey değildi. Başka bir deyişle, bu yara ben bayıldıktan sonra ortaya çıkmıştı…

Düşünebildiğim tek şey Falan’ın siyah küresiydi.

Şu anda, Yybril’in arkasında duruyordu, ve normal görünüşüne dönmüştü. Ona baktığımı fark edince, bana göz kırparak gülümsedi.

“Neredeyim? Hatırlayabildiğim tek şey Aliyah’ın beni bıçaklaması…”

Yan tarafta duvar yaslanmış bir şekilde duran Aliyah, isminin söylendiğini duyunca, mutsuz bir ifade takındı.

Ah lütfen,  beni öldürdükten sonra mutsuz olduğunu düşününce… Sadece beni parçalara ayırdıktan sonra mı memnun olacaksın?

“Öyle demek… anladım.”

Yaşlı adam bir anlığına durdu,  ve arkasında duran Mari-sensei’ye baktı, ardından dikkatini tekrardan bana çevirdi.

“Kendimi tanıtmama izin ver. Adım Rid Oryansi, ve Gray Büyü Akademisi Işık Departmanı Başı oluyorum.”

Yaşlı olsa da, selamlama olarak başını hafifçe eğdi ve devam etti.

“İlk olarak, senden özür dilemek isterim.”

“Özür mü?”

“Evet, çünkü arenanın çevresindeki büyü bariyeri benim tasarladığım bir şeydi. Nedeni hakkında hiçbir fikrim yok, ama bariyer şu ana kadar bugün yaşananların bir benzerini göstermedi ve bu da yaralanmana sebebiyet verdi. Bunu için, özürlerimi kabul et.”

“Sorun değil. Sonuçta, çoktan iyiyim, yani kafaya takmana gerek yok.”

Bu kesinlikle şu herifin suçu değildi. Sonuçta, her şey biz öteki dünyalıların bariyerin etkisini kaybetmesine neden olduğumuz içindi. Ayrıca, bu herif yüksek bir mevkideydi, hoş bir nezaket göstermem iyi olurdu. Sonuçta, bu dünyada sınıf ayrımı önemli bir yer ediniyordu.

“Evet…”

Davranışımdan bayağı memnun olmuşa benziyordu, o kadar yüksek sesle söylemese de, bıyığının hafifçe seğirdiğini görebildim.

“Imm… Biri neden sırtımda bir kanat olduğunu söyleyebilir mi? Ve niye sadece sağ tarafta?”

“Bana onun daha yeni çıktığını mı söylüyorsun? Önceden sahip değil miydin?”

Departman Başı Rid bu beyana gerçekten şok olmuştu bana doğru yürümeye başladı. Fakat, sakinliğini kaybettiğini fark edinci, hızlıca bir adım geri çekildi.

“Kuh kuh… Nedenini tam olarak bilmesem de,  bu senin ölüme yakınken iyileşmenden kaynaklanıyor olmalı. Ölü birini diriltecek büyüye sahip olmasak da,  Işık Tanrıçasının seni iyileştirmek için güçlerini kullanması muhtemel.”

Yaşlı adam, taşak geçmeyi iyi biliyorsun. Eğer Falan’ın beni dirilttiğini bilmeseydim, sana inanma ihtimalim bile vardı.

Herhangi bir tepki vermediğimi görünce, devam etti.

“Efsanelere göre, melekler bedenlerinde ışık elementi toplanması olursa doğarlarmış.  Bir kanat çıkardığın için, bu senin ışık element enerjinin toplanıp bedeninde değişimlere yol açması demek oluyor. Bugünden itibaren, muhtemelen bir yarı-melek olacaksın.”

“Yarı-melek?”

“Evet, ama bunların hepsi sadece teori. Hiçbir araştırma olmadan, bunu gerçekten doğrulayamam.”

“Meraklanma, bunu hemen üsttekilere rapor edeceğim. Kilise kesinlikle dönüşümünün sebebini araştırmada sana yardım edecektir.”

Bunu söyleyen Yybril’di. Lafı geçmişken, o bir Kutsal Şövalyeydi, aynı zamanda [Azizler Kilisesi Müridi] ünvanına sahipti.

“Aynı zamanda, Aliyah’ı Doge Askeri Okuluna götüreceğim.”

“Nasıl bu katilin öylece ayrılmasına izin verirsin!?”

Prenses Michelle öne çıktı ve bağırdı.

“O Fir’i inciten katil!”

“Okulun buna uygun bir ceza vereceğine inanıyorum…”

Diye cevap verdi Yybril.

“Ceza? Buna Fir’in karar vermesi gerekmez mi!?”

“Yeter!”

Aralarına girdim.

“Yybril’in önerdiği gibi. Merak etme, sonuçta Aliyah hala arkadaşım. Bu olay kapanmıştır öyleyse.”

“Sen… Tch! Umrumda değil!”

Öfkeli yüzünü iki eliyle de kapatırken, revirden koşarak çıktı.

Beklediğim gibi, o hala bir çocuk…

Prenses Michelle’in gittiğinden emin olduktan sonra, Aliyah yanıma yaklaştı ve fısıldadı.

“Sağolasın, serbest olursan Doge Askeri Okuluna gel ve beni bul.”

“Tamamdır. Daha fazla dert açmamayı hatırla.”

“Bu seni ilgilendirmez!”

Bunun ardından, o da revirden koşarak çıktı. Yybril umutsuz bir ifade takındı ve özür dileyen bir gülümseme atarak Aliyah’ın peşinden gitti.

“Kuh kuh, bugünlük bu kadar öyleyse. Burada kalmalı ve gece dinlenmelisin. Eğer kanatla ilgili sorunlar yaşarsan, lütfen benimle iletişime geç.”

Departman Başı Rid bu sözleri söyledikten sonra odadan çıktı. Kalanlar Lanya, Falan ve Mari-sensei’den ibaretti.

“Dinlen~ Şu anki ilerlemeni sürdürürsen, Yıllık Turnuvada senin kılın olacak biri bile çıkacağını sanmıyorum. Yine de, birkaç tane güçlü katılımcı da olacaktır. Yani, gelecek hafta içi ekstra gerekli uygulamalı egzersiz olacak. Dinlen ve kendini buna hazırla.”

“Hocam, bariyerin etkilerini kaybetmesinin sizin yapışınızla bir alakası yoktu, değil mi?”

“Beni suçlama! Düzgünce kontrol ediyordum! Birini suçlamak istiyorsan, bunağı suçla! Cebe biraz para atmak istediğini duydum, bu yüzden de bariyer için gerekli olan maliyetlerden kısmış!”

“Neyse canım, sonuçta hala Departman Başı sağlık olsun.”

“Ve bende hala senin öğretmeninim! Mankafa!”

Kafama bir tane geçirdi ardından Lanya ve Falan’a baktı.

“Öyleyse, siz ikiniz, bu mankafayla kalın. İşime dönmem gerek. Tanrım…”

Bu arada, duvardaki delikten, dışardaki havanın çoktan karardığını görebiliyordum. Bu kadar çok şey tecrübe ettikten sonra, çoktan gece olması beni şaşırtmadı.

Mari-sensei gidince, Lanya yüzünde bir sırıtışla bana doğru geldi.

“Ee, kuş adam olmak nasıl hissettiriyor?”

“İyi değil… Bir de, öncesinde tam ne oldu?”

“Seni buraya getirdikten sonra mı? O sırada, biz ve başka birileri arenada büyü ekipmanını inceliyorduk. Aniden, yaşlı adam sert bir ifadeyle revirin olduğu tarafa baktı, ve birkaç saniye sonra da patlama yaşandı~ Öyle değil mi~”

“Doğru.”

Falan kafa salladı.

Bu kızın genelde aşırı suskun olduğunu düşününce… Korkunç. Gerçekten korkunç.

“Buraya geldiğimde, seni yerde arkandan şu kanatla çırıpınırken gördük. Mari-sensei ve Departman Başı Rid hemen akademi genişliğinde bir kilitleme başlattılar, ve öğrencileri buraya girmekten engelledi.”

Anlaşılan benim zombi auram öncesinde kesinlikle açığa çıkmıştı. Muhtemelen bu sebepten, Falan aceleyle o siyah küreyi kullanmıştı.

Aniden, belli belirsiz bir acı hissettim. Bakmak için döndüğümde, Lanya ciddi ciddi kanadımdan tüy araklıyordu!

“Ne yapıyorsun!?”

“Endişelenecek ne var bunda~ Hala çok fazla tüy var, yani kesinlikle sorun olmamalı~”

Tüyümü bir fenerle aydınlattıktan, sonra Lanya sırıttı ve şişeye yerleştirdi.

Ona geri vermesini istesem de, büyük ihtimalle takmazdı, değil mi? Eğer kanadımı sokabilseydim iyi olurdu.

Sahip olduğunuz Meleğin Kanadını kapatmak ister misiniz?
Evet/Hayır

Tam bunun hakkında düşünürken, tanıdık bir pencere önümde belirdi.

OMG! Nasıl böyle bir şeyi unutabilirdim!?

“Öyleyse şimdi ayrılıyoruz. İyi dinlenmeler~ Yarın görüşürüz~”

Tüyü aldıktan sonra, Falan’ı da odadan çıkartırken, Lanya memnun olmuş göründü.

‘Gece 3’de senin için geleceğim.’

Aniden, Falan’ın ruh telepatisini duydum. Bakmak için kafamı kaldırdığımda, Çoktan kapıyı kapatmışlardı.

Bir adamın odasını gerçekten bu kadar geç saatte ziyaret etmek iyi mi sence? Zombi Büyücüsü olsa da, hala hayaller kurabilirim değil mi?

Duvarın arkasındaki isimlerinin iyice uzaklaştığını doğruladıktan sonra, nihayet  rahatlamayla bir iç çektim.

Tamamdır, sonunda kanatlarımı endişesiz bir şekilde inceleyebileceğim!

Yine de, bekle bir dakika…

“Neden kocaman bir delik bulunan odada yaşamak zorundayım!?”

6 yorum:

  1. Oyy neler oldu boyle merakla doldum. Falanin himayesine mi girdi acaba yeni ozellikleri ne acaba ucacagi kesinde. İnsan irki deisti once ki yeteneklerini guclendirecek mi acaba. Neyse bekliyoruz eline saglik :D

    YanıtlaSil
  2. acayip şeyler oluyor çok merak ettim yeni bölümde ne olacak :D

    YanıtlaSil
  3. çeviri için saol lun güzel bölümdü

    YanıtlaSil
  4. bizimki yakında şeytan kral olcak galiba :D

    YanıtlaSil
  5. bizimki yakında şeytan kral olcak galiba :D

    YanıtlaSil

 

Serilerden Haber Vs.

FMW'yi durdurmamızın ardından iyi bir haberimiz var Lucid Dream'in Yazar ve Çizeri yeni bir seriye başlamış Träumerei Scans'ta el atacakmış, Lezhin çizimler yine fena olmuş.
Zhan Long 2 - 2.bölüm İngilizce çevirisi bekleniyor.
Projeleri görüntüleyemeyenler buradan ulaşabilirsiniz.

Son Kayıtlar

Duyurular

-Konjiki 22 ve 23 Eklendi (2017'nin ilk bombası!)
-SWRPG 3X33 Eklendi (2016 İlk Bölümü Yeaah!)
-Shokugyou Mushoku 1 Eklendi
Copyright © Maganda Çeviri | Designed by Templateism.com