Bölüm 13: Erken Yatarım, Erken Kalkarım, Çok
Sağlıklıyım
“Tamamdır, bugünlük dersimiz burada bitiyor. Siz
çocuklar şimdi çıkabilirsiniz.”
Mari-sensei hala tembel. Ne zaman ki ders başlasa,
aceleyle o günün konuları bitirip dersi bitiriyor. Hemen ardından sınıftan
kayboluyor. Bu sorumsuz hocaya baktığım da sadece iki kelime söyleyebilirim:
iyi iş. J
Sonuçta teori derslerini tam olarak anlayamıyorum. Büyü pratiği ve büyü toplama ya da onun gibi
şeylerle ilgili dersler benim solucan deliğini araştırmayla eş değer şeyler. Bu
gibi dersler beni aşar agaa. Onları anlamak için ayıracağım zamanı
yeteneklerimi yükseltmek için kullanırım daha iyi. Yeteneklerin kendimden
yüksek seviyelilerle savaştığım zaman hayatta kalmam için muhtemelen daha çok
faydalı olur.
“Fir, hadi öğle yemeği yiyelim!”
“Hayır. Fir öğle yemeğini benimle yiyeceğine söz verdi.”
“Hah? Neden? Fir benim Yıllık Turnuvadaki ki partnerim!
Yarışmalar yarın başlıyor, biz de öğle yemeğinden sonra onunla savaş stratejimizi
müzakere edeceğiz.”
“Siz ikiniz bir haftadır tartışıp duruyorsunuz, hala
yetmedi mi? Sen de bu bahaneyi bir hafta boyunca hep kullandın.”
“Daha fazla savaş stratejisi yapmak iyi değil mi!?”
“Siz ikiniz neden basit bir yemek için bile kavga
ediyorsunuz?”
Gerçekten açıklamak zorunda değilim, değil mi? Her gün
derslerden sonra, Irlin ve Prenses Michelle bu tarz şeyler için tartışıp
duruyorlar.
Geçen haftaki olay ‘Ölmeyen Perşembe’ diye isimlendirildi.
Bir kaç gün içinde, Azizler Kilisesi ve Tapınak Şövalyeleri akademiye akın akın
geldiler ve araştırmaları sonuç vermediği zaman ‘Ölmeyen Kaçmış’ kararını verip
basıp gittiler.
Ve birkaç gün önce ortalıktan kaybolan Falan normal bir
şekilde topluluğun etkinlik odasına döndü. Gerçekten bu kızın, olaya
karışanların sayısı tespit edilmeye çalışıldığı bir zamanda ortadan kaybolarak
ne yapmaya çalıştığını merak ediyorum. Ya da belki öğrenci listesinde adı hiç
yoktur.
Ama mesele bu değil.
Mesele Irlin’in o günden sonra artık bizle birlikte
derse girmesi. Fakat en korkunç kısım bu da değil.
En korkunç şey… Irlin’nin kendini ‘Tanıştığımıza memnun
oldum. Ben Irlin Wood ve Fir’in nişanlısıyım.’ diye tanıtması oldu.
Aman Allah’ım, ne tür saçma bir harem animesinin açılışı
bu? Bundan nasıl kurtulabilirim?
Eğer Irlin maske takmıyor olsaydı, muhtemelen sınıftaki birçok erkek tarafından
ölümcül bakışlarıyla karşı karşıya kalırdım.
Allah’a şükür ki, bizim sınıfımızın uzmanlığı Buz Büyüsü
ve sınıfımızda kızlar erkeklerden daha çok, yoksa kesinlikle başım belada
olurdu.
Fakat… Sınıfında
yapılan tartışmalar beni gerçekten çileden çıkarıyor.
“Fir’in böyle düşük bir görüntü sergilemesinin sebebi
bir nişanlısı olmasıymış demek, ha?”
“Hehe, Bu tarz tercihleri olacağını hiç beklemezdim.
“Bunun politik bir evlilik olmadığına emin misiniz?”
“Kesinlikle değil. Irlin kendini tanıttığı zaman çok
mutluydu.”
“Fakat neden bir maske takıyor ki?”
“Kim bilir? Belki de Fir’in hobisidir.”
Hangi beynini şey yaptığım uydurdu bunu? Irlin’in
maskesi benim hobimmiş? Böyle bir şey hobi olur mu ya? Hobi dediğin mouth plug*
gibi bir şey olur değil mi?
(Ç.N: Türkçesini bulamadım
ama şu pornolar da bayan aktör ağzını kapatamasın diye ağzına takılan top gibi
bir şey. Halan anlamadıysanız Google dan mouth plug diye arayın.)
Tabii ki de hayatı seven olumlu bir genç olarak bunu
açıklıyorum, böyle bir hobiye asla sahip olmayacağım.
Fakat sınıftaki erkekler içerisinde bu konu hakkında mutlu
olan biri de vardı, o da Kechjen.
“Fir, böyle güzel bir nişanlın olduğunu nasıl daha önce
bana söylemezsin? Kankileyton olarak gerçekten incindim. Ama seni
destekliyorum. Eğer eğlenceli yerleri göstermemi istersen seni kesinlikle
oralara götürürüm, tabi eğer Lanya’yı da getirirsen.”
Allah’ın her günü, benle Lanya hakkında konuşup duruyor.
Ama ne zaman git kendin konuş onla desem, konuşmaya götü yemiyordu.
Ama aynı zaman da bu durumdan memnun olmayan biri de
vardı, tabi ki Prenses Michelle.
Bir hafta boyunca, beni zorla akademinin yanında ki
restoranlara yemeğe götürüp durdu. Her ne kadar savaş stratejisi müzakere
edeceğiz dese de, işin aslı… Ne hakkında konuştuğunu hala bilmiyorum.
Şuan 19.seviyedeyim. Dondurucu etkiye sahip bir büyü
kullandığım zaman 15. seviyede ki Temel Düzey bir büyücü anında donma durumuna
geçecektir.
Ve sonrasında sıra Prenses Michelle de olacak.
Sonrasında her türlü atak donmuş olan hedefe zarar verecek, işte son vuruşu
onun yapması için bir yöntem.
Diğer bir deyişle, Yıllık Turnuva görevi cepte. Fakat
beni rahatsız eden bir şey var. Seviye 15’i geçtiğim zaman Yıllık Turnuva
görevine bilinmeyen bazı detaylar eklendi. İlave iki bilinmeyen görev ve
ödülleri. Her ne kadar detayları aydınlatamasam da, ‘Dünya’ sistemine ait
bilgilerime istinaden, bu görevin bu kadar kolay tamamlanacağını sanmıyorum.
Fakat böyle olursa, görevi tamamladığım zamanda çok
fazla miktar da tecrübe puanı kazanmış olacağım.
Fakat şu iki kız her zaman aptalca şeyler yüzünden
tartışıp duruyorlar. Bu ikisi harbiden uyumsuzlar.
Hala onları anlayabilmiş değilim.
“Dediğim gibi, neden benim evimde beraber yemiyoruz?
Yeterli yiyeceğim var…"
“Tamamdır, sorun yok!”
“Öyleyse yapalım bunu!”
İki kız da hemen kabul ettiler.
Fakat… İki saat sonra, buna pişman oldum.
“Bunlar… Bunlar ne?”
Yemek diye baktığım aslında parlayan altındı, suratımdan akan soğuk terle sordum.
“Öğle yemeği.”
İki kız anda söyledi.
Tamam, normalde yemekler Mao ve Furukawa ekmeğinden
yapılır diye biliyorum ve bu yaşıma kadar yemeklerin altından yapıldığını hiç
görmedim. Fakat gözlerimin önünde parlayan altından yemekler vardı.
Oğlum ne tür bir yemek pişirildikten sonra parıldar?
Gerçekten hiçbir fikrim yok. Fakat böyle bir şey şuan yanımda ve sadece dünya
ne kadar büyük diye iç çekebilirim.
Her ne kadar Scallop Beancurd Soup ve Stir-Fried
Shredded Pork gibi görünseler de, peki neden parlıyorlar?
(Ç.N: Scallop Beancurd
Soup: Çin peyniri ve deniztarağıyla yapılmış bir Çin çorbası,
Stir-Fried Shredded Pork: Kıyılmış
domuz etinden yapılmış bir Çin yemeği. Detaylı bilgi için Google amcaya
bakabilirsiniz.)
Gerçekten anlamamış olsam da, binlerce ve milyonlarca
kez olan tecrübelerim bana bu güzel şeylerin çok tehlikeli olduğunu söylüyor.
Örneğin zehirli mantarın görünüşü ne kadar güzel olsa da tehlikelidir.
Düşünüp taşındıktan sonra vardığım sonuç, karşımda duran
bu şeyler fazlasıyla tehlikeli ve tahminimce bunları yedikten sonra ölürüm.
Fakat… Kesinlikle onlara bunu yemek istemediğimi
söylemem. Eğer bunu söylersem, ne tür bir ölümün beni beklediğini hayal bile
edemem.
“Hm, o zaman biraz deniyorum.
Bir elimle kasedeyken, diğer elimle de
envanterimi açtım ve Zehir Giderici iksirlerimi de hotbarıma koydum.
Sonrasında çorbayı denerken iki kız
hevesli bir şekilde bakıyordu…
O anda bilmediğim bir his vücudumu kapladı,
elimi iksirimi kullanmak için uzattığımda elim havada kaldı.
Bu benim hareket etmek istemememle
alakalı değildi, daha çok…
Mk hareket edemiyorum!
Paralize…
Ne tür bir şey
kattılar ki paralize etkisi yaptı!?
Sonrasında tanıdık bir Baygınlık geri
sayımı köşede belirdi.
Ona bakarak çaresizce kafa sallayıp kendimi
sakinleştirdim. Bugün erken yatıyoruz öyleyse…
:P Tecavüz seziliyor...
YanıtlaSilçeviriyi yapan arladaşlarin ellerine sağlik
YanıtlaSilCeviri icin tesekkurler
YanıtlaSilelinizi salık :)
YanıtlaSilElinize sağlık bölüm için teşekkürler
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSilEllerinize sağlık
YanıtlaSil