Bölüm 15: Onun Hakkındaki Dedikoduları Duyan Kahramanlar

“Ovv, omuzlarım çok ağır~”

Omuzlarını yorgunlukla hareket ettiren kişi <Victorias>a çağrılmış Kahramanlardan biriydi, Aoyama Taishi. Onun yanında diğer üç Kahraman duruyordu, çok bitkin görünüyorlardı.

Ordunun ikinci bölük kaptanı, Vale Kimble, bu dördünü izlerken onların önünde durdu.

“İyi iş. Şimdiki görevin ödülü de gerçekten fazlaydı.”

Görev <Droke Mağarası>ndaki İğneli Yarasaları avlamaktı. Bu önemli görevlerdendi çünkü popülasyonları çok fazlaydı ve son zamanlarda şehre saldırmaya başlamışlardı.

Dahası, zehirli şeytanlar da <Droke Mağarası>nda yaşadığı için ve karanlıkta dolaşmak kötü olduğundan dolayı, daha çok üst seviye bir görevdi, C derecesindeydi.

Fakat, dördünün de seviyesi yüksek olduğu ve iyi bir takım çalışmasına sahip oldukları için, yüz tane İğneli Yarasa avlamayı başarmışlardı. Bu görev için yeterliydi, bu yüzden kaleye dönmüşlerdi.

“Tüm şeytanlardan gelen EXP kesinlikle buna değer.”

Taishi bunu söylediğinde, herkes cevap olarak kafa salladı.

“Evet ve takım çalışmamızda bazı kusurları keşfettik, artık bunun üzerinde çalışabiliriz.”

Suzumiya Chika terini bir havluyla sildi.

“Öyleyse şimdi bir <Statü>nüze göz atalım.”

Vale’in onlara söylediği gibi bunu kabul ettiler.

Taishi Aoyama

Sv. 23

HP 120/406

MP 89/370

EXP 7200

Sonraki 987

Sal 212 (263

Sav 195 (210)

Çev 130 (137

Kritik 152 (158)

Zek 119 (122)

<Büyü Elementi> Ateş, Rüzgar, Yıldırım, Işık

<Büyü> -Ateştopu (Ateş, saldırı)

-Rüzgar Kesişi (Rüzgar, saldırı)

-Şimşek Şoku (Yıldırım, Saldırı)

-Yıldırım (Işık, Efekt)

-Işık Oku (Işık, Saldırı)

<Unvan> Kahraman, Dünya Gezgini, Harem Kuran, Uyanmış Olan

Chika Suzumiya

Sv. 23

HP 134/373

MP 65/340

EXP 7200

Sonraki 987

Sal 200 (250)

Sav 200 (210)

Çev 140 (155)

Kritik 145 (148)

Zek 120 (128)

<Büyü Elementi> Ateş, Toprak, Buz, Işık

<Büyü> -Ateştopu (Ateş, Saldırı)

-Mezar (Toprak, Saldırı)

-Buz İğnesi (Buz, Saldırı)

-Yıldırım (Işık, Efekt)

-Işık Oku (Işık, Saldırı)

<Unvan> Kahraman, Dünya Gezgini, Spor Kraliçesi, Uyanmış Olan

Shuri Minamoto

Sv. 23

HP 200/310

MP 29/530

EXP 7200

Sonraki 987

Sal 107 (119)

Sav 110 (121)

Çev 130 (135)

Kritik 118 (120)

Zek 200 (215)

<Büyü Elementi> Rüzgar, Su, Işık

<Büyü> -Rüzgar Kesişi (Rüzgar, Saldırı)

-Su Duvarı (Su, Destek)

-İyileştirme (Işık, Yenilenme)

-Antidot (Işık, Yenileme)

-Şarj (Işık, Destek)

<Unvan> Kahraman, Dünya Gezgini, Yamato Nadeshiko, Uyanmış Olan

Shinobu Akamori

Sv. 23

HP 90/342

MP 34/500

EXP 7200

Sonraki 987

Sal 115 (127)

Sav 113 (124)

Çev 165 (170)

Kritik 120 (122)

Zek 207 (222)

<Büyü Elementi> Su, Yıldırım, Işık

<Büyü> -Sis (Su, Destek)

-Paralize (Yıldırım, Efekt)

-Hızlandırma (Yıldırım, Destek)

-İyileştirme (Işık, Yenilenme)

-Temizlik (Işık, Yenileme/Destek)

-Işın (Işık, Saldırı)

<Unvan> Kahraman, Dünya Gezgini, Meraklı, Uyanmış Olan

(Hepsi iyi görünüyor, ama Harem Kuran ünvanı olmadan da idare edebilirdim.)

Taishi kendi ünvanında memnun kalmamıştı, çünkü harem kurduğuyla alakalı hiçbir anısı yoktu.

“Neye daldın öyle, Taishi?”

“Eh? Ah, hi-hiç! Ahaha!”

Chika aniden ona seslenince şaşırdı, çünkü ona bu unvan hakkında bir şey söylemesinin hiç yolu yoktu.

“Garip. Her neyse, daha da güçlendik.”

“Doğru, sıkı çalışmamız meyvesini aldı.”

“Evet, Shuricchi haklı. Böyle devam etmeliyiz~”

“Öyle, hepiniz haklısınız.”

Aynı zaman da Vale’in de yüz ifadesi mutlulukla parladı.

“Yine de, bugün gerçekten bittim tükendim~”

“Tanrım, Taishi, çok dağınıksın.”

Chika yerde yatan, Taishi’yi uyardı.

“Bugünlük izin ver~ Ah, hatırladım da, Vale, son zamanlarda garip bir şeyler oldu mu?”

“Garip bir şeyler? Bir bakalım…”

Vale ellerini çenesine koydu ve serin düşüncelere daldı.

“Şimdi sen deyince, geçen gün ‘Ames’de bazı aranan kişiler yakalandı.”

“Sanırım ‘Ames’ buranın batısında kalan bir köy?”

Vale kafa sallamasıyla Shinobu’nun sorusunu doğruladı.

“Doğru.”

“Ve yakalanan adamlar da ünlü sayılırdı, değil mi?”

“Evet, ‘Harios Kardeşler’. Cinayet işleyen ve hırsızlık yapan adı çıkmış maceracılardır. Lakin suçları bilinir olduğunda maceracı isminden mahrum bırakıldılar. Yani onlara eski maceracılar demek daha doğru olur.”

“Mhm, bu tipler yakalandı mı?”

“Kesinlikle ve köylülerin şahitliği biraz değişikti.”

“Ne demek istiyorsun?”

Sadece Shinobu değil, herkes, merakla dikkatini Vale’e verdi.

“Tüm köylüler ’Harios Kardeşler’ köyü yağmaladığı sırada kırmızı pelerin giyen bir Kahramanın onları kurtardığını söylüyor.”

“Kırmızı pelerin? Bir Kahraman? O da nesi?”^[1]

“Tüm bildiğim şey siyah saçları olduğu, kılıcını uzatan bir büyü kullandığı ve tek bir dokunuşla rakibimi bayıltan bir güce sahip olduğu.”

“Siyah saç… yoksa?”

“A-Aynı zamanda rapor bencil bir tutumu olduğuna değinmiş.”

“Siyah saçlar ve bencillik?”

Shinobu herkesin yüzüne baktı ve anlaşılan hepsi aynı kişiyi hatırlamıştı. Ama hepsi de bunun bir çeşit hata olduğuna inanıyordu.

“Nah… o olamaz. Sonuçta sadece sıradan biri olduğunu söyleyen kendisiydi.”

“Sahip olduğu bu eğri büğrü kişilikle asla birilerine yardım etmez.”

“Haha, çok ileri gidiyorsun Chika.”

“Mh~ Ama, acaba bu doğru mu. Aslında, şu anda neredeki zaten?”

Hiç kimse bunun cevabını bilmiyordu. Vale de kafasını salladı.

“Şey, düşünmeyle bir yere varamayacağız. Yapabileceğimizi yapmalıyız!”

Chika herkesi cesaretlendirmek için konuştu. Herkes kafa sallamayla cevap verdi.

Hiiro’nun partisi sınıra yakın şehir olan “Surge”e vardı, ama hiç umulmadık bir durum meydana geldi.

“Hey, bunun anlamı da ne oluyor?”

“Hi-Hiçbir fikrim yok…”

Hiiro kaşlarını çatarak somurttu, oysa yanındaki kişi Arnold çene kaslarını gevşetti.

Fazla sayıda insan tezgahlar kurmuştu ve önlerinde çekilmiş bir kalabalık vardı. Hiiro, kalabalıkların bir hayranı değildi, bu izdihamdan hoşlanmamıştı ve dolayısıyla yakıcı bir atmosferle sonuçlanmıştı.

“Be-Belki de bir festival?”

Muir sevimli bir şekilde başını eğdi gözleri parlıyordu. Sonu gelmeyen bir çizgide devam eden dükkanlar onu etkilemiş olmalıydı.

“Bekle biraz, bugün ‘Urui’nin ilk günü değil mi?”

“Öyle tabii, Amca.”

Bu arada, ‘Urui’ ayın adını gösteriyordu.

Ocak: Nalwine

Şubat: Nunui

Mart: Guweron

Nisan: Guviris

Mayıs: Losron

Haziran: Norui

Temmuz: Kelves

Ağustos: Urui

Eylül: Ivanness

Ekim: Nalbress

Kasım: Hisui

Aralık: Grisron

Onlar 28 gün çeken bu dünyadaki aylardı. Şansına, yıla “Anol” deniyordu, ve şu anda “214 Anno Anol” idi.

“Bilmiyor musun, Hiiro? Bugün yıllık <Raer Festivali> var.”

“<Raer Festivali>?”

Bu dünya mevsimleri de biliyordu.

İlkbahar: Esuil

Yaz: Rare

Sonbahar: Jarvas

Kış: Riu

“Şu anda ‘Raer’. Sıcağı alsın diye, buradaki ve şuradaki gibi şeyler taşıyorlar.”

(Anlıyorum. Sadece basit bir yaz festivali.)

Rahatsızlığı bunu anlamasıyla sadece arttı. Zaten oldukça sıcaktı, yanında şu uygunsuz herif vardı ve bu kalabalığın yaptığı tek şey ateşe yağ dökmekti. Gerçekten irite ediciydi.

“Hey, daha demin kaba bir şeyler mi düşündün?”

“Ben mi? Nah. Sadece senin rahatsız edici olduğunu düşündüm, ihtiyar.”

“Listen here! Can’t you deny it, even if you have to lie? What are you answering honestly for, damn it!”

“Dinle! İnkar edemiyorsan, yalan bile söylesen olmaz mı? Neye bu kadar dürüstçe cevap veriyorsun, kahretsin!”

“İşte bu yüzden çok sinir bozucusun.”

“Ci-Cidden, bugünlerde…”

Titreyen yumruğunu sıktı. O sırada, Arnold’un görüşü Muir’e kaydı. Yüzü kızarmıştı ve koşuşturan insanları izliyordu.

“…Tamamdır, kararımı verdim! Ne istersen söyle, ama ben kararlıyım!”

“Bu kadar üzücü olan ne? Sonunda kayıp mı ettin?”

“Kapa çeneni!”

Muir’de gözlerini kafası karışmış bir şekilde kırpıştırdı.

“Gece burada kalacağız, değil mi? Öyleyse bizde festivalden keyif alalım!”

Bu sözler üzerine, Muir’in ifadesi enerjiyle aydınlandı. Daha çok sevinmiş görünüyordu. Aslında, festivali gezmek istiyordu, ama endişelendiği için bir şey diyememişti.

“Anlıyorum. O zaman size iyi eğlenceler. Ben hana kaçar.”

“Bekle.”

Ayrılmaya çalıştı, ama omzuna koyulan bir elle durdu.

“Bırak gideyim.”

“Hayır, hayır, şimdi nasıl böyle olabilirsin? Festivalin keyfini çıkaralım.”

“İlgilenmiyorum.”

“Mhm, böyle davranmak istediğinden emin misin?”

“……Ne demek istiyorsun?”

Arnold tek parmağını kaldırdı ve sırıttı. Hiiro bunun için onu yere mıhlamak istedi, ama dayandı.

“Dinle, buradaki ‘Surge’deki <Raer Festivali> gerçekten büyüktür.”

“…..”

“Binlerce dükkan vardı~ Dahası, burada süper popüler bir tezgah var.”

Süper popüler sözleri dikkatini çektiği için omuzlarını esnetti.

“İlave olarak, ‘Surge’deki en popüler tezgahı görmek için bir yarışma hazırlıyorlar. Yemek tezgahı her sene kazanıyor… ama bakalım ben ne alacağım?”

“….Kesinlikle. Gerçekten iyi yemek veriyorlar mı?”

“Sanırım bayağı memnun kalacaksın.”

“Mhm.”

Arnold gerçekten tecrübeliydi. Anlaşılan ‘Surge’deki festivalde ilk seferi değildi. Yalan söylüyor gibi de durmuyordu, ya da bunun için bir nedeni yoktu. Sonrasında iyi yemek sözünün yemine takıldı.  

Sonuç olarak, Hiiro diğer ikisinden uzaklaştı.

“H- Hey.”

Arnold hayal kırıklığına uğramıştı, ikna edişinin başarısızlığa uğradığını düşünüyordu, ama Hiiro dönmeden konuştu.

“Yolu göster. İyiler satılırsa ne olacak, zampara?”

“Bana zampara deme!”

Öfkeyle bağırdı, ama ağzında küçük bir gülümseme vardı. Muir de bekleyişten ötürü heyecanlanmıştı. Üçü de bir süre için festivalde eğlenme kararı aldılar.

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Final Notları 
Bu sefer genelde hiç adetim değildir ama Japoncasını da kontrol ettim 

1.
Burada seride kullanılan Yuusha terimi yerine Hiro(Hero) denmiş onu belirtmek istedim.
Nies'da Hiiro'ya öyle sesleniyordu.
Romaji versiyonu da şöyle: Akai robu? Hiro? Nani nan sore?

-Ayrıca, kullandığım Arc 1 pdf versiyonunda 200.sayfayı geçmiş bulunmaktayız.
-Bir de bundan yeter bence, çok bölüm verdik ya.