Bölüm 16: Bu Zindanın Bir Lunapark Mı Olması Gerekiyordu

Gece devam ederken, Dale ve ben pencereden çatıya çıkmıştık.

Dale "Gölge" denilen bir Gizlilik Büyüsü tasarlamıştı, ve bu şekilde çatıya hızlıca çıktık ardından harita işaretlenmiş girişe yöneldik.

Gece ve gündüz farkı olmayan RPG'lerle kıyaslayınca, geceleyin başkent gerçekten sessizdi. Haliyle buradaki insanların geceleri uyuması gerekiyordu. Beklenildiği gibi, normal oyunlarla karşılaştırmaya girerse buradaki yapay zeka bin basardı.

"Ne zaman gece dışarı çıksam, sanki şu gizlilik oyunlarını oynuyormuşum gibi hissediyorum."

Yakındaki alanı dikkatlice incelerken, Dale yumuşak bir şekilde fısıldadı.

İki tane 12.seviye gardiyan sokaklarda devriye geziyordu. Bir sonraki kavşaktan dönmelerinin ardından, bir sonraki binanın çatısına atlarken Dale beni yanına çekti.

"Hey hey, elim acıdı be! Çok sıkı tutma!"

"Elinin parçalanacağı falan yok! Geldik sayılır!"

Bunu söyledikten sonra, Dale aniden çatıdan atladı ve avluya indi.

El değmemiş bir avlu gibiydi. Böyle bir yerin başkentte olduğuna inanamıyorum. Terk mi edilmişti, yoksa böyle bırakılmasının bir sebebi mi vardı?

"Gidelim."

Dale avluyu geçerken onu takip ettim, ve merkezdeki yeşil tepenin yanındaki alana ulaştık.
Tepe yer değiştirdi, ve tam orada küçük bir giriş belirdi.

"Acele et!"

Kafa salladım, ve hızlıca onu takip ettim.

Geçide girdikten sonra, Dale bir meşale yaktı ve içeri girmekte kullandığımız kapıyı kapattık. Sonrasında yer altına giden geçitte gruba liderlik etti.

Sanki sonsuza kadar aşağıya iniyormuş gibi görünen bir merdivendi. Merdiven taş bloklardan yapılmıştı, ve yüzeylerinde çatlaklar vardı. Bu mekan muhtemelen eskiydi.

Her birkaç adımda, duvarda meşale beliriyordu. Yine de, balmumlarının miadı dolmuştu
yanması imkansızdı.

"Kaç defa buraya geldin?"

"Buraya mı? Bakalım..."

Dale bir süreliğine düşündü.

"Bu benim üçüncü seferim. Ama, sadece ilk katı keşfettim. Bundan daha ilerisine gitmeye
cesaret edemedim."

"Neden?"

Biz hala konuşurken, merdivenlerin sonuna ulaşmış sayılırdık.

Zemine ulaşmamızla, görüşümüze ileriye uzanan büyük bir salon girdi. Dale'in elindeki ışık bile salonun duvarlarını aydınlatmaya yetmiyordu.

Yine de, buranın bir salon olduğu sonucunavarma nedenim, farklı katlardı. Taş bloklardan farklı olarak yer kırılgan ve yumuşak bir şeyden yapılmıştı aynı zamanda görünürde hiç çatlak yoktu.
Kırılgan yer karanlığa uzanıyordu, ve bu bayağı yüksek-seviye görünüyordu.

"Çünkü sonraki katlardaki canavarla bana fazla gelir."

Bitirmesinin ardından, salon zangırdamaya başladı sanki bir şeyler bu tarafa geliyordu!

Düşmanın figürünü göremeden, HP barı ve isim karanlıkta kendini gösterdi.

Yumuşak Toprak Solucanı LV 10 30.000/30.000
Solucandan evrimleşmiş bir yaratık. 
Karanlıkta olmayı sever, eğer herhangi bir ışık varlığı sezerse öfkelenir.

"Hey hey hey! Bu da ne! HP barını görebiliyor muyum?"

"Oh? Bilmiyor musun? Diğer HP barını bir yana koyarsak, bir canavarın HP barı da
numaralarla görülebiliyor."

Bunu söyledikten sonra, Dale'in ellerinde mavi bir yıldırım belirdi ve Yumuşak Toprak Solucanını delip geçti.

-2354 sayısı canavarın başının üzerinde belirdi, ve bize doğru gelen beden durdu.

Bu şeye solucan demek küfür gibiydi. 5 metre boyu vardı, ve büyütülmüş çiyana benziyordu.
Çeşit çeşit keskin dişler ağzında gözüküyordu, gözleri ve organları görünür değildi.

O dursa bile, Dale'in elleri durmamıştı. Onun kullandığı büyünün ne olduğunu bilmesem de,
şu anda mavi bir elektrik vücudunu kaplamıştı.

Meşaleyi yere bıraktı ki o ne bırakış bir saniye sonra figürü görünürden kayboldu. Yumuşak Toprak Solucanına doğru fırlamış, gerçek bir yıldırıma dönüşmüştü. Hareketlerini göremiyordum, sadece meşaleyi arkasında bıraktığını biliyordum ve Yumuşak Toprak Solucanın tam önünde tekrardan belirdi.

Yumuşak Toprak Solucanı mücadeleyi bırakmamıştı, ve Dale'i vücuduyla sıkıştırarak tuzağa düşürmeye çalıştı. Yine de, olayı bitiremeden Dale tarafından kör edici bir yıldırım salındı. Elinde taşıdığı mavi bir asa vardı aynı zamanda vücudunun etrafında dönen yıldırım küreleri.

Yıldırım küreleri Yumuşak Toprak Solucanı kıvrana dururken onu çevrledi ve üzerine düştü.
Bir dizi sayı canavarın kafasının üzerinde belirdi ve HP'si 0'a indi.

Yanık kokusunun burnuma dolmasıyla hapşurmaktan kendimi alamadım.

Kafamı bir kez daha kaldırdığımda, Yumuşak Toprak Solucanı çoktan siyah küller içerisinde yanmıştı orijinal figüründen bir şey kalmamıştı. Sonrasında yavaşça karanlıkta kayboldu.

Yumuşak Toprak Solucanı LV 10 yenildi.

Parti EXP Alındı: 4.000
Para Alındı: 0
İtem(ler) Alındı: Ezici Diş

10.seviye bir canavardan beklenildiği gibi. Parti de olsam bile, 4.000 EXP'yi cebe attım. Son vuruşu yapan ben olsaydım, kaç EXP alırdım ki lan? Yine de, kazançlıydı.

"Gidelim, bu daha başlangıç. Sonrasında, baş belası canavarlar olacak."
Dale meşaleyi aldı, ve ilerlemeye başladı.

10 dakika sonra, onun doğruyu söylediğini anladım. Ve bu mesele hiç de gülünecek bir şey değildi.

7 yorum:

  1. ilerki bolumlerde ne olcak merak ediyorum dale bayağı güçlüye benziyo bakalim bizi neler bekliyo . he bide yeni bolum ne zaman yuklenir

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. dale biraz da pislik kokuyor sanki. Onun dışında, her gün bölüm eklemeye çalışıyoruz akıcı ilerliyor^^

      Sil
  2. elinize sağlık güzel devam ediyor.

    YanıtlaSil
  3. dale kesin dolandırcak bunu

    YanıtlaSil
  4. dale kesin dolandırcak bunu

    YanıtlaSil

 

Serilerden Haber Vs.

FMW'yi durdurmamızın ardından iyi bir haberimiz var Lucid Dream'in Yazar ve Çizeri yeni bir seriye başlamış Träumerei Scans'ta el atacakmış, Lezhin çizimler yine fena olmuş.
Zhan Long 2 - 2.bölüm İngilizce çevirisi bekleniyor.
Projeleri görüntüleyemeyenler buradan ulaşabilirsiniz.

Son Kayıtlar

Duyurular

-Konjiki 22 ve 23 Eklendi (2017'nin ilk bombası!)
-SWRPG 3X33 Eklendi (2016 İlk Bölümü Yeaah!)
-Shokugyou Mushoku 1 Eklendi
Copyright © Maganda Çeviri | Designed by Templateism.com