Bölüm 18: Esrarlı Uygulamalı Egzersiz
Geçen bir aydaki incelemelerimden, insanların isim
renklerinin neyi ifade ettiğini anlamıştım.
Genelde, insanların isimleri beyazda kalıyordu. Yine de, bu
iyi bir şey değildi. Çünkü, eğer hedef beyaz bir duvarın arkasındaysa onu tespit
edemezdim. Sonuçta, mousemu parlayan figürün üstüne sürüklemek mümkün değildi.
Eğer böyle bir şeyi yapabilseydim, sisteme gerçekten teşekkür etmek durumunda
kalırdım.
Ne yazık ki, gerçekler acıydı.
Ve bir de, sarı isimler vardı. O rengi bekçilerde görmüştüm.
Beni uzaktan gördüklerinde, isimleri sarıya dönüyordu. Bunun anlamı hedefin
tetikte olduğuydu, ve gözlerini üzerimden ayırmıyordu. Bir kere kendimi
tanıttım mı, isim geri beyaza dönüyordu.
Üçüncü tip kırmızıydı.
O kadar savaştıktan sonra, şu kırmızı isimlerin yalnızca iki
koşul altında belirdiğini anlamıştım.
İlki, hedef bana karşı saldırı düzenlerse isim kırmızı
oluyordu. Kişi saldırıya başladığı yahut büyü okuduğu zaman, değişim
işliyordu, bu bana vurup vurabilmesine göre değildi.
Sistem sayesinde, bu bana bayağı bir yarar sağlamıştı. Eğer
gizli düşmanlar uzaktan saldırırlarsa, bana bir hedef aldılar mı, isimleri
anında kırmızıya dönüyordu, ve kendi uyarı sistemim hemen onu kırmızı bir okla
işaretliyordu. Dikkat ettiğim sürece, gerçeklikte gizli saldırılar imkansızdı.
İkincisi, eğer hedef öldürme niyeti taşıyorsa dönüşüyordu. Bu
doğru, kişi beni öldürme niyeti taşırsa. Hedefin niyeti yok olana kadar isim
kırmızıda kalıyordu.
Bu şu hırsızlık ve gizlilik oyunlarındakine benziyordu,
NPC’ler sizi fark ettiğinde alarm durumunda oluyordu, ve sadece güvendeyken
eski haline dönüyordu.
Elbette, nadir renklerde vardı, yeşil ve mavi.
İsim sadece hedef partindeyse yeşile dönüyordu, ve hedef
seninle aynı birlikteyse mavi oluyordu. Tıpatıp Falan’ın ismininde mavi olması
gibi, çünkü ‘Momiji Gizli Topluluğu’na katılmıştım.
Bu arada, yeşil isimlerle alakalı ilginç bir ayar vardı.
Parti üyeleri tarafından hasar almıyordun. En yüksek seviye büyü kullanılsa
bile, yine de etkisizdi, tabii İyileştirme ve Buff büyüleri dışındakiler.
Bu kendi büyümden zarar göremeyeceğim yasasıyla aynıydı.
Fakat, şu anki durum açıkça belliydi. Etraftaki insanlar
bizi öldürme niyetindeydiler, ya da en azından beni.
“Sonuçta, herkes kazanmak için elinden gelenin en iyisini
yapacağı için, biraz tedirginler.”
“Umarım sadece tedirginlerdir…”
Diğer türlü hayatım kesinlikle tehlikede olacaktı.
“Neden takım olmuyoruz? Sonuçta, sadece 10 Kristal Kalp var.
Eğer takım olursak, muhtemelen yalnız olmaktan daha iyi oluruz, savaş
gücü-bilgi.”
“Eh? Benimle takım olmanın bir mahzuru olmaz mı?”
.
Shir’in gözleri bir anda ışıldamaya başladı.
“Elbette, mahzuru yok! Senin savaş tekniklerin ve benim büyü
bilgimle, ikimiz olursak, kesinlikle Kristal Kalpleri bulabiliriz!”
Shir Vologue partinize katıldı.
Rüzgar Dayanıklılığı %5 arttı.
Öğrencilerin geri kalanı da gruplar oluşturmaya başlamıştı,
ve çoğu kendi element tiplerine göre ayrılmıştılar.
Bu uygulamalı egzersizde, katılan sadece tek Buz Büyücüsü ve
Rüzgar Büyücüsü vardı, ve bunlar da ben ve Shir oluyordu. Ve bunun tek sebebi
de her sınıftan illa ki en az bir temsilci katılması zorunluluğuydu, kalan
yerler asiller tarafından kapılmıştı.
Shir aslında bir asildi, yani büyük bir sorun yoktu. Fakat,
ben değildim. Aslında, Prenses Michelle’de davet edildi, ama katılmanın
yarardan çok tehlike getireceğini söyledi, ve bundan dolayı reddetti.
İşte bundan, Buz Sınıfının yegane temsilcisiydim.
Toplamda 5 Ateş Büyücüsü, 4 Su Büyücüsü, 5 Toprak Büyücüsü,
5 Yıldırım Büyücüsü, 5 Odun Büyücüsü, ve 4 Summoner. Ateş takımına katılan tek
yıldırım kullanıcısı dışında, ve odun kullanıcısının summonerlara katılması
dışında, diğer hepsi kendi elementlerine göre gruplaşmışlardı… Bekle bir
dakika, şu odun kullanıcısı summoner takımına katılmış gibi değildi, bundan
ziyade, biri takımdan ayrıldı ve direk olarak ormana daldı!
Garip, neler oluyor? Kalan summonerlar da buna aldırış etmiş
gibi durmuyordu, sadece onun ormana girmesini izlediler.
Aslında, ismine bakmak istiyordum, böylece bilinmeyen bir
düşmandan saldırıyı engelleyecektim. Fakat, figürü çoktan ormanın bayağı derinlerindeydi,
ve ismini netleştiremedim.
Yine de, ormana girdiği anda, ismi tekrardan beyaza döndü.
Ve bir şekilde, o sırada, garip bir isim gördüm… Irk mı?
Bu kelime sadece tek bir nadir şart altında beliriyordu, ve
bu da hedefin insan olmadığını işaret ediyordu!
Garip, gerçekten akademide farklı ırktan kişiler de mi
vardı? Onları daha önce hiç görmesem de.
Yoksa bu onlarla hiç tanışma fırsatım olmadığı için miydi?
Sonuçta, akademi geniş sayılırdı. Her zaman akademinin başka
bir tarafında beliriyorsa, öyleyse hiç karşılaşmamış olmamız normal
karşılanabilirdi.
Gerçekten Trails of the Sky’daki gibi bir baş karakter mi
olmam lazımdı? Garip dedikodular ve gizli görevler için NPC NPC dolaşmam mı lazımdı?
Yoksa sistem beni efsanevi bir ekipmanla mı ödüllendirecekti, yapmayı bile göz
önünde bulundurmazdım .
“Neye bakıyorsun?”
Shir, arkamda duran kişi, diye sordu omzuma vururken.
Sonrasında, hava gemisinin yanını gösterdi.
Görüşümü gösterdiği yana değiştirdim, ve gözetmen öğretmenlerin
bize o tarafa gelmemizi işaret ettiğini fark ettim.
Bir kez daha, summonerın ormanda kaybolduğu noktaya baktım.
Yine de, artık onun ismini göremiyordum.
Neyse, şimdilik o konuda pes etmeliyim. Eğer daha sonrasında
onu tespit edebilirsem bileceğim, değil mi?
…
Fakat, durum olmasını tahmin ettiğim gibi değildi. Tüm
öğrenciler toplandığında, bütün öğrencilerin sayısı mantıksız bir şekilde
30’du!
Ve bu öğretmenler tarafından kontrol edilmiş sayıydı, bundan
dolayı kandırmacası yoktu.
Başka bir deyişle, bu egzersizde daha başlangıçtan 30
öğrenci vardı, ayrıca kaçan kişi bu 30 öğrenciye dahi değildi!
İlginç, anlaşılan bu uygulamalı egzersizde bazı ilgi çekici
şeyler yaşanacak. Bu da yan görev yüklemesi demek oluyor, ve de EXP!
Fakat, sistem yan görev aldığım zaman bunu gösterse iyi
olurdu, pop-up görev penceresi gibi bir şeyle. Yoksa, nasıl ilerleyeceğimi
bilemezdim.
Ve şu anda gözetmen öğretmenlerin bize söyledikleri şey
Shir’in açıkladıklarıyla aynıydı. Kısaca anlatmak gerekirse, Kristal Kalplerin
olduğu yerleri aramalıydık. Ne yazık ki, böyle bir item arama oyunu ustalık
alanım değildi.
Fakat, böyle görevlerde, görev eşyasının bulunduğu yer
genelde parlardı, veyahut lokasyonuna dair dolambaçlı ipuçları olurdu.
Aslına bakılırsa, yanımda ilginç bir eşya getirmiştim.
Umarım bir ara onu kullanma şansım olurdu.
“Hadi gidelim, ben…”
Tam da Shir’e ayrılma işareti vermek üzereyken, bir duyuru
penceresi açıldı.
Yan Görev: Ekstra-uygun Uygulamalı Egzersiz
Görev Hedefi:
Partideki her üye için bir Kristal Kalp bul.
Ek Hedefler:
1. ’99 Deneme’yi bul.
2. Gizemli kişiyi bul. (Başka bir yan görevi açmak gerekli.)
Ödül: 20.000 EXP
İlave Ödüller: Bilinmiyor
Bilgilendirmeyi görünce soğukkanlılığımı koruyamadım.
Sonuçta, daha demine kadar yan görevlerin belli olmasıyla ilgili konuşup
duruyordum.
Tanrım, beni mi gözetliyorsun sen?
:D eline sağlık. item kas para kas lwl kas nasıl rpgcisin olm sen (chuckle)
YanıtlaSilELLERİNE SAĞLIK GÜZEL ŞEYLER OLACAKMIŞ GİBİ
YanıtlaSilsommoner in türkçesi çağırıcı
YanıtlaSilİngilizcesini bırakma nedenim daha genel bir terim olması ve bazı yerlerde Magic Summoning olayı var buz kılıcı çağrımı gibi, çağrıcı yazarsam büyülerde bir yanlış anlaşılma oluyor bence
Silhaklısın
Silellerinize sağlik
YanıtlaSil