Bölüm 20: Bu Silent Hill Olsa Bile, Bana Birkaç Tane İtem Vermelisin

"Ne tür boyutsal bir saçmalık bu? Neden burada bir hastane var!"

Diye söyledim mekanı işaret ederken.

"Yoksa şaka programlarından biri için baş karakter miyiz?"

Diye aklındakileri açıkladı Dale biraz düşünmenin ardından.

"Ne çeşit bir şaka programı, kesilip ölünce dirilemene izin verir?"

"Bu da doğru tabii."

Yine de, neresinden bakarsam bakayım normal bir hastane dizaynındaydı burası.
Eğer bir yerden hemşire falan çıkarsa şaşırmazdım herhalde.

Şimdi hemşire deyince, aklıma Silent Hill'deki yer geldi. Yoksa... yine başka bir boyuta
mı transfer olmuştuk?"

Bu doğru olamaz! En azından bana bir radyo ve fener ver! Diğer türlü hemşire çıkarsa
napacağım lan!

Bu hemşire değil de, hareket eden boş bir tekerlekli sandalye görsem de ödüm patlardı!

Tüm bunları düşünürken, birkaç adım geri çekildim ve Dale'e çarptım.

"Hey! Ne yapıyorsun?"

"Neden senden birkaç seviye düşük olduğum halde liderliği ben alıyorum?"

"Ben yüksel seviye olsam da, bu yenilmez olduğum anlamına gelmiyor! Sana çoktan buradaki düşmanların müthiş güçlü olduğunu söylemedim mi? Ayrıca, sen bir Büyü Şövalyesisin!
Normal parti stratejilerinde, senin büyücülerin önünde olman gerekmiyor mu?"

"Hadi ordan. Hala benden 5 seviye yükseksin. HP değerin benimkinden kat kat büyük, ve
benim mi liderliği alma mı öneriyorsun?"

"Elbette... öyle."

Diye söyledi Dale dosdoğru bana bakarken.

Bu piç iflah olmazdı. Senin hakkında büyük düşünmüşüm!

"Şövalye değil misin sen? Savunman benden daha yüksek olmalı!"

"Bu 'Olmalı' da ne oluyor be!? Bu günde ve yaşta, Paldinler dışında yakın dövüşte düzgünce savaşabilen tek bir şövalye bile yok! Ve ben bir Büyü Şövalyesiyim! Büyü kullandığım için, savunmam bir büyücününki kadar işe yaramaz! Anlıyor musun!?"

"Tch."

Diye söyledi Dale ilerlerken ve sayısız kalkanı kuşanırken.

Bense Buz Kalesi büyümü hazırladım böylece her an kullanabilecektim.

Fakat, mekan tamamen bir hastaneye benziyordu. Kokusu ve dekorasyonu dahil küçükken gittiğim hastanelerdi aynı.

Sadece tek bir koridora sahip olması dışında, tamamı normal gözüküyordu.

Ayrıca,dönenceyi geçtikten sonra Dale aniden duraksadı.

"Hey, sorun ne?"

Diye sordum.

"Immm... İçimde rahatsız edici bir his var..."

Diye söyledi Dale önü işaret ederken.

Dale işaret ettiği yere baktım... Koridorun tam ortasında paslanmış bir tekerlekli sandalye vardı.

...

"Sen... Neler düşünüyorsun ki~ Bu bir RPG dünyası, hayaletin ortaya çıkması normaldir değil mi? Büyünü kullan ve yok et onları~ Haksız mıyım~"

Dale' zorlama bir gülüş attım, yine de... bizim herifin yüzü ölü gibi bembeyaz kesmişti!

"Hey hey! Bu olamaz değil mi!? O kadar korkak olamazsın ya, vallahi mi!? Tereddütsüz bir şekilde önceki iğrenç solucana atılmıştın, ve bir tekerlekli sandayeyle savaşmaktan mı korkuyorsun!?"

Şaka mısın sen ya!?

"Cidden... korkuyor musun?"

Diye sordum.

"Hayır... Ben sadece..."

Böyle söylesen de, bedenin titremeye başladı bile, bilirsin?

Bu adam cidden korkmaya başlamıştı...

Yine de , bunun garip bir şey olduğunu düşünsem de tekerlekli sandalyenin olduğu tarafa baktım.

"Şunu söylemeliyim ki, bu bir hayalet olsa bile hala canavar değil mi? Böyle bir şey yaşanırsa,
HP barını görebilmemiz gerekir?"

"O konuda... bu her zaman için geçerli değil."

Diye söyledi Dale titremeye devam ederken.

"Hedef gizli bir yeteneğe sahipse, veya saklama yeteneği kullanıyorsa o zaman HP'sini göremeyiz..."

"Tch, demek böyle bir ayar da var..."

Dilimi şaklattım ve tekrar tekerlekli sandalyeye baktım.

"Buz Oku!"

Hava aniden tek bir noktada toplandı ve soğuğu getiren mavi bir ok önümde belirdi, ardından mavi bir yay çizerek tekerlekli sandalyeye uçtu.

Fakat, oku attığım anda tekerlekli sandalye biraz ileriye hareket etmişti ve tahmin ettiğim, okun varış yerinden ayrıldı!

Savuşturdu mu? Beklediğim gibi, bu bir düşman!

Dale'e baktım, herif bayıldı bayılacaktı.

"Geri gel!"

Parmaklarımı şıklattım ve buz oku havada tekrar belirdi ve bir kez daha tekerlekli sandalyeye uçtu. Fakat, tekerlekli sandalye bu sefer savuşturamadı, sanki, bize doğru geliyordu!

"Buz Kalesi!"

Anında yeteneğimi aktive etmemle, şaşkın Dale'i çektim ve zıt yönde koşmaya başladım.

Saklanacak bir yer bulduktan sonra, Dale sonunda kendine geldi.

"Daha demin... Ne oldu bana?"

"Bir de soruyor musun!?"

Buz Kalesinin parçalanışının sesi duyuldu, ve Dale' e bağırmadan önce bir kere daha yeteneğim, kullandım.

"Seni piç! Hayaletlerden korkuyor muydun!?"

"Onun hakkında..."

Dale başına özür dilermişçesine eğdi.

"Onlarla bazı sorunlarım var..."

"Cidden mi lan? Sen? 15.seviye bir büyücüsün ve böyle sıra dışı bir zayıflığın mı var?"

"Kes sesini! Böyle olmayı isteyenin ben olduğumu mu sanıyorsun? Bunların hepsi ben küçükken üzerimde büyük bir travmaya yol açan birinin suçu... Şimdi, ne zaman hayaletli bir şeyi düşünürsem, bilincimi kaybediyorum!"

"Şanslısın ki, buraya yalnız başına gelmedin. Gelseydin, anında geberirdin."

"Haklısın."

Dale acı bir şekilde gülümsedi.

Buz Kalesinin parçalanış sesi bir kez daha duyuldu, dönüp baktım ve tekerlekli sandalyenin çoktan ismini açık ettiğini gördüm.

Kasvetli Sinsi LV 13 45.000/45.000

Saklı statü saldırıya geçtiği an görünür olmuştu, mantıklı bir sistemdi bu.

"Kaçmayı bırak! Şu orospu çocuğu kendini çoktan gösterdi! Sadece 13.seviye, patlat şunu!"

"Ama... Göremiyorum..."

"Şaka yapıyorsun..."

Şu anda parti içerisindeydik, ve o benim görebildiğimi göremiyor muydu? Nasıl olabilir lan!

"Nişan almanda yardım edeceğim! Sadece yeteneği kullanman gerek."

"Tamam..."

Dale'in onayını aldıktan sonra, anında işaret parmağını aldım ve tekerlikli sandalyeye doğrulttum.

Fakat, canavarın isminin olduğu yere bakınca, onun tekerlekli sandalye de oturmak yerine onun arkasında, ve solunda olduğu sonucuna vardım.

Ciddi misin? Canavar tekerlekli sandalyeyi sürmüyordu veya üstünde oturmuyordu da, çekiyor muydu? Kafan iyi herhalde!

Bir okmuşçasına, bir yıldırım canavarın süzülen isminin altını delip geçti ve kırmızı '-7.000' sayısı canavarın isminin üzerinde belirdi.

Anında, bir buz çukuru oluşturdum ve canavarın figürü belli oldu.

"Şimdi net bir şekilde görebiliyor musun?"

"Elbette..."

Kısa bir cevap eşliğinde, 1 metre boyutunda bir yıldırım topu arkamda kendini gösterdi ve
dümdüz ilerleyerek tekerlekli sandalyeyi darmaduman etti.

-59.836

Tekerlekli sandalyenin ardında, insanı andıran bir şey ortaya çıktı ve yavaşça havaya karıştı.

LV 13 Kasvetli Sinsi Yenildi.
Parti EXP Alındı: 5.000
Para Alındı: 0
İtem(ler) Alındı: Kasvetli Ruh

Şimdi tek darbeyle öldürüldüğünü düşününce...

1 yorum:

 

Serilerden Haber Vs.

FMW'yi durdurmamızın ardından iyi bir haberimiz var Lucid Dream'in Yazar ve Çizeri yeni bir seriye başlamış Träumerei Scans'ta el atacakmış, Lezhin çizimler yine fena olmuş.
Zhan Long 2 - 2.bölüm İngilizce çevirisi bekleniyor.
Projeleri görüntüleyemeyenler buradan ulaşabilirsiniz.

Son Kayıtlar

Duyurular

-Konjiki 22 ve 23 Eklendi (2017'nin ilk bombası!)
-SWRPG 3X33 Eklendi (2016 İlk Bölümü Yeaah!)
-Shokugyou Mushoku 1 Eklendi
Copyright © Maganda Çeviri | Designed by Templateism.com