Bölüm 21: Koyu Yeşil Uygulamalı Egzersiz

“Yerime dönüyorum öyleyse.”

Yarım saatten daha az bir süre sonra, Landur aniden konuştu, ve bir anda, 10 metre gerideki bir ağaca çekildi.

Çok hızlı! Beklenildiği gibi, bir Büyücüysen bile, eğer seviye farkı çok fazlaysa, doğal olarak hız farkı da müthiş fazla oluyordu.

Fakat, şimdi onun yeteneğinden şüphelenme sırası değildi, geri çekilmesinin tek bir sebebi vardı, ve bu da bize doğru yaklaşan bir şeyin olmasıydı.

Yine de, çevremi tekrar ve tekrar inceledikten sonra, ağaçlar ve çalılar arasında hiçbir isim bulamadım.

Bu da demektir ki…

“Shir, her şeyi topla. Çabuk ol.”

“Tamam!”

Emirlerimi duyduktan sonra, Shir anında malzemeleri topladı. Hızlı tepki vermesine bakılırsa, o da Landur’un çekilmesiyle yaklaşan tehlikeyi sezmiş olmalıydı.

Sorun şuydu ki…

O bir insan mıydı canavar mı?

Landur bize yakın olsa da, ona öylece şu anki durumumuzu soramazdım. Sonuçta, bu direk olarak kurallara aykırıydı.

Kurallara göre, gözetmen öğretmen katılımcı öğrencilere ipuçları veremezdi. Yani, onunla şimdi konuşmaya kalkarsam, kuralları çiğneyecektim değil mi?

Düşüncem şöyle ki, bir canavar belirirse daha iyi olur. Sonuçta, sadece onları infaz etmem gerekir. Fakat, bunun yerine bir insan belirirse… işler karışacaktı.

Ama…

Çevremizdeki duruma yoğunlaşmış olsam da, hiçbir hareketi tespit edemiyordum. Saat tik taklara devam ediyordu, ama hala daha, ortada beliren bir şey yoktu.

Bu sanki kapı ziliniz çalındığında olanlara benziyordu, fakat, kapıyı açmaya gittiğinizde, orada kimse olmadığını fark ediyordunuz, ve bu şaka yüzünden, tanımlanamaz bir tatsızlık içinizi kaplıyordu.

“Anlaşılan gelen hiçbir şey yok…”

“Haklısın… Orada biri olduğundan emin misin?”

“Bana sorsan bile…”

Tam da konuşmaya başladığımızda, kırmızı bir uyarı işaretçiği önümde parladı!

“Çabuk, savuştur!”

Arkamda bir Buz Kalesi çağırdım ve gelen saldırıyı savuşturma amacıyla Shir’i zıt yöne çektim.

Pa!

Biz bir metre bile çekilemeden, çöken Buz Kalesinin sesini çoktan duymuştum. Hemen sonra, bize doğru güçlü bir rüzgar esti, ve az daha havada takla atıyordum.   

Kahretsin, eğer Landur bizi oradan desteklemeseydi, ‘Charge’ ve ‘Hızlandırma’ ile savuşturmuş olurdum. Ne yazık ki, onları uluorta kullanamazdım.

HP barım %20’lik bir düşüş yaşadı. Hızlıca HP Yenileme İksiri ikonuna bastım, ve bir Buz Kalkanı çağırdım.

Bizden 5 metreden daha kısa bir mesafede, yeşil bir leopar görünüşlü canavar beni dikkatli bir şekilde izliyordu. İlginçtir ki, her bacağında yapraktan yüzük vardı.

Demek bu bir Rüzgar-tipi canavar? Hatta 15.seviye. Bu güzel bir karşılaşma olacak.

Koyu Yeşil Zıpzıp 60.000/60.000 LV 15

Rüzgar Canavarı

Dört bacağı da rüzgar elementsel enerjisiyle kaplı çeviklik-odaklı bir canavar. Rüzgar Büyüsünde uzmandır.

Açıklamaya bakılırsa, çeviklik-odaklı olduğu için baş belası bir canavara benziyordu. Genelde, hızda eksikliği olan Büyücüler için bu kötü bir eşleşmeydi. 

Fakat...

Onu indirmekten başka bir seçenek yoktu!

“Buz Oku!”

Kontrolüm altında olan üç buz oku leoparı çevreledi, ve acımasızca canavara karşı hızlandı.

Mavi oklar ona doğru uçarken, leopar aniden inanılmaz bir hızla hedef alanımdan fırlayıp çıktı. Üç buz oku zemine vurdu, ve leopar bana doğru hızlanmaya başladı.

“Buz Kalesi!”

Leoparı bir anlığına engellemek için bu büyüye güvenmekten başka şansım yoktu. Sonuçta, eğer böyle bodoslama dalarsam kesinlikle acı verici olacaktı.

Fakat, leopar havada döndü ve yanımda beliriverdi!

“Lanet!”

Yeşil bir ışık patlaması sol kolumdaki buz kalkanına çarptı, anında, kalkan parçalandı ve HP barım öncesinde tamamen yenilenen, buz kalkanının savunmasına rağmen şaşırtıcı bir şekilde yarılandı!

Yuh yani! Bu savaş gücü de ne oluyor be!

“Bu Çukuru! Buz Suikasti Dikenleri! Buz Oku!”

Aslında, buz dikenlerinin düz bir çizgi halinde çıkması lazımdı. Kontrolüm sayesinde, konumumu merkez alarak, dikenleri spiral bir şekilde çıkardım. O sırada, buz okları ve buz dikenleri hem karadan hem havadan geldi ve leoparın kaçış rotasını hedef aldı.

Leopar saldırı menzilimde çıkmayı planlayıp, yeşil bir ışığa dönüşmeye başladı.

Seçme şansım yok gibiydi. Bu büyü yeteneğinin tek bir ofansif gücü olmasa da, leoparı engellemek adına tek uygun büyüydü.

“Donmuş Yerkürenin Kısıtlayıcısı!”

Bir anda, parlayan mavi bir sis çevremdeki 5 metre yarıçapındaki dairesel alanı kapladı, ve aynı zamanda, ‘Donmuş’ durum ikonu leoparını isminin arkasında belirdi.

Ne kadar kötü… Eğer leopar ‘Donmuş’ durumu nedeniyle hareket etmeyi tamamen kesseydi daha güzel olurdu, ama ne yazık ki, sadece hızı azalmıştı.

Ama, bu da yeterince iyiydi!

Onlarca buz oku ve buz dikeni leoparı can evinden vurdu. Canavar anında buzdan bir bloğa döndü, ve yere düştü.

‘Donmuş’ efekti nedeniyle, leoparın HP’si durmaksızın düştü, ve şu anda 10.000’den az HP puanına sahipti. Daha deminki saldırı bombardımanıyla ölüme yaklaşmıştı.

Anlaşılan bu canavar defansını çevikliğiyle takas etmişti, bundan defansı çok zayıftı, ve iki üç büyü yeteneğiyle ölebilirdi.

“Sıradaki büyü… Buz Totemi!”

Devasa bir buz saçağı zeminde belirdi. Buzdan bloğu parçalarına ayırdı, ve o sırada, leoparı gökyüzüne yolladı.

Koyu Yeşil Zıpzıp Yenildi.

EXP Alındı: 40.000

Para Alındı: 0

İtem(ler) Alındı: Rüzgarın Azı Dişi (Küçük)

Seviye Atladınız!

Şimdiki Seviye: 12

Bir kez daha, HP barımı yenilemek için HP Yenileme İksiri içtim, ve MP Yenileme İksirinin üstüne bastım. Döndüğümde, Shir’in olduğu yerde beni dalgınca izlediğini gördüm.

“Hey, ne düşlüyorsun sen öyle?”

“Imm… Daha şimdiki savaşın basitçe temposu çok hızlıydı, ve pek de tepki veremedim…”

“Ah…”

Açıkça bu çocuğun Becerisi benden fazla olduğu halde, yani neden…

Matem havası daha fazla yayılamadan, aşırı tehlikeli bir manzara gördüm. Ani bir ölümün görüntüsü zihnimde parladı.

Koyu Yeşil Zıpzıplar.

Ne zaman bu hale geldiğinden haberim olmasa da, çoktan sayısız kırmızı isim bizi tamamen çevrelemişti!