Bölüm 22: İnsan Kafası Mı Çalınmış?

İki tekerlekli sandalye bize doğru yavaşça gelirken aramızda 5 metreden az bir mesafe kalmıştı ve durdular. Düşmanların ismini ve figürün göremesem de, tekerlekli sandalyelerin arkasında, etrafı kolaçan eden canavarlar olduğunu biliyordum.

Buz Meteoru!

Mesafeyi doğruladıktan sonra, düşmanlara nişan aldım ve en güçlü büyümü kullandım.

Öncesinde Dale'in laboratuvarındayken, bu büyü yeteneğini çoktan 2.seviyeye atlatmıştım. Gücü iyi miktarda artmıştı, ama bunu kullanmanın verdiği yük belliydi. Sadece bir defa kullandıktan sonra, MP barım üçte bire indi.

Mavi büyü çemberi hızlıca tavanda belirdi, ve mavi kristaller inanılmaz bir hızla inmeye başladı, yönleri tekerlekli sandalyelerdi!

Kurşunlara benzeyen mavi kristaller düşmanların bedenlerini delik deşik etti, tekerlekli sandalyeleri bile saldırının ardından parçalandı.

Oov, bu bir makineli tüfek mi? Bu güç kesinlikle herkesi patates püresine dönüştürmeye yeterdi.

Düşmanların isimleri önümde belirdi.

Kasvetli Sinsi LV 14 47.000/47.000
Kasvetli Sinsi LV 13 45.000/45.000

Mavi kristaller düşmanların bedenlerinde gömülü kalmıştı, ve figürleri seçilebiliyordu. Görünüşlerinden, vücutlarındaki kemiklerin belli olmasıyla uzun süre aç kalmış insanlarla benzetilebilirlerdi.

Fakat...

Büyünün gerçek gücü hissettirdiğiyle bir değildi. Büyü ileri düzey olsa da, vücutlarında hemen hemen hiç iz yoktu. Kafalarının üzerinde zincirleme bir -233, -433, -213 sayıları görüldükten sonra, hala daha 40.000'den fazla HP'leri vardı! İşe yaramazdı!

Ve tam o sırada, düşmanlar harekete geçti. Donmuş bedenlerini salladıktan sonra, buz parçaları zemine düştü ve figürleri ortadan kayboldu.

Buz Kalesi!

Bir sonraki büyüm çoktan hazırdı, buzdan duvarlar önümüzde yükseldi.

"Gidelim! Uyan hadi!"

Dale'in kafasını çağrılmış Buz Kılıcımla dürtmenin ardından, onu kendi tarafıma çektim ve
koridorda koşmaya başladık.

"Oh? Neler oluyor?"

"Neler oluyor derken!? Düşmanlar tam arkamızda!"

"Öyle mi..."

Dale döndü ve baktı, tam o sırada buzdan kale de çöktü anında kafasını diğer tarafa çevirdim.

"Aaaaah! Boynumu kırmaya mı çalışıyorsun?"

Dedi Dale boynunu tutup, yüksek sesle karşı çıkarak.

"Bayıldığını görmekten iyidir! Bilirsin, daha demin bir anda kendinden geçtin!?"

"Tamam, tamam bu benim hatamdı, iyi mi!? Yıldırım Mayınlarımı ye!"

Mor bir ışık ellerinde toplandı, ve arkamızdaki duvara sıkıştırdı.

Sıra boyunca duvarda mor büyü çemberleri göründü, aynı zamanda duvarda ve tavanda. Karışık semboller cıvıldaşan yıldırım kıvılcımlarına döndü ve bir anda tüm koridoru kapladılar!

-2134, -2324, -2345 sayıları canavarların kafasının üstünde belirdi, ve HP'leri bir anda kırmızıya düştü.

"Buz Meteoru!"

Buzdan makineli tüfek saldırıya destek verdi, ve bu dur durak bilmeyen saldırı sonucunda iki canavar inledi ve havaya karıştı.

Kasvetli Sinsi LV 13 Yenildi.
Parti EXP Alındı: 5.000
Para Alındı: 0
İtem(ler) Alındı: Kasvetli Ruh

Kasvetli Sinsi LV 14 Yenildi.
Parti EXP Alındı: 5.000
Para Alındı: 0
İtem(ler) Alındı: Kasvetli Ruh

Seviye atladınız. Şimdiki Seviye: 11

1 Yetenek Puanı açıldı. Lütfen bir yetenek seçiniz.

"Yetenek puanı? Bu ne?"

"Ah, demek çoktan onuncu seviyeyi geçtin... 10.seviyeden sonra, her seviye atlayışında 1 Yetenek Puanı kazanıyorsun, ve bu dünyada olmayan özel yeteneklerden birini açabiliyorsun."

"Öyle mi?"

Açıklamasını bitirdiği anda, bir pencere tam önümde belirdi. Üzerinde garip isimlere sahip yeteneklerin yazdığı bir liste vardı.

Unutulmuş Çarşamba
Her çarşamba, gece saat 12'yi sabah 12'ye bağlayan süre boyunca, 24 saat bedenin görünmez olur. Yeteneği 3 defadan fazla kullanırsan, mevcudiyet hissi %50 azalacaktır. Yok olma olasılığı vardır.

Bu da ne? Efsanevi işeme yeteneği mi? Tüm gün olsa kaç yazar! Hayal etmek bile korkutucu!
'Yok olma olasılığı' da ne oluyor? Dünyadan tamamiyle mi yok olacağım?

Harap Ay
Dolunay sırasında, gücün 0'a düşecek. Ayın evreleri ilerledikçe, gücün gitgide artacak, ve yeni ay boyunca hasarın örtülecek.

Bu yeteneği biraz huzursuz edici buldum... Bu dünyada ay nasıl dönüyordu?

Kesin Bölge
Yarıçapı 3 metre olan dairesel bir alanda, Tanrı olacaksın. Aktive ettiğinde, o bölgeden ayrılma şansın olmayacak. Diğer insanlarla iletişime geçme şansın olmayacak. Bir ömür boyu gözlerden ırak olacaksın.

Son çare yeteneği? Eğer bu yeteneği seçersem, başımın derde gireceğini hissettim.

"Nasıllar? Acayip OP değil mi?"

"Hayır, sanki bu yetenekler güç kazanmamız için fazlasını vermemiz gerektiğini söylüyor..."

"Evet, onlara 'Feda' diyorum."

Feda.

Dale bu kelimeyi havaya yazdı.

"Büyümüzü kullanmak için mana verdiğimiz gibi, bu yetenekleri aktive etmek için bir şeyleri feda etmeliyiz."

"Neden korkunu geçirecek bir yetenek bulmuyorsun?"

"Çünkü bedeli çok büyük. 'Kayıp Korku' adında bir yetenek buldum, ve açıklamaya bir baksana."

Yetenek listesini aşağı ittim, ve yeteneğin açıklamasına baktım.

Kayıp Korku
Bir şeye karşı sahip olduğun korkuyu kaldırır, fakat 'korku'nun kendisini de kaybedersin.

"Bu bayağı kötü bir feda... Ee? Neyi seçtin?"

"Şey... 11. ve 15.seviyeler arası elde ettiğim 5 Yetenek Puanını da saklıyorum, çünkü fedalar ciddiye alınmalı. Eğer dikkatsizce yanlış bir yetenek seçersem, büyük bir sorun olacak."

"Sanırım haklısın... Oh?"

Aniden, bir şeylerin kırıldığını duydum.

"Bunu duydun mu?"

"Evet, sanki zemin parçalara ayrılıyor."

"Ah!?"

Zemine baktığımda, açıkça tüm koridor boyunca bir çatlak vardı... Ve şey gibiydi...

Yavaşça büyüyor muydu?

"Aaaaaah!"

Tüm zemin çökmeye başlayınca, ben tepki veremeden altımdaki yer yok oldu.

Sonrasında, bedenim havada süzülüyordu.

"Bu olmamalıydı..."

Elbette, belli olan tek şey karanlığa düşmekte olduğumuzdu.