Bölüm 27: Operasyon Sahte Ölüm (II)

Yer altı zindanın girişi akademideki en eski binanın altındaydı. Fakat aslında, giriş depo kapısına benziyordu.

Paslı çivilerine bakılırsa, haşat olmuş tahta kapısı çökmek üzereymiş gibi görünüyordu.

Ama, gerçekte, sadece görünüştendi. Kapının üzerinde yok olmasını engelleyecek nadir bir büyü formasyonu vardı.

Ve şu anki yeteneklerimle, kısaca bu kapıyı kırmak imkansızdı.

Fakat savunması aslında mükemmel sayılmazdı. Önceki yaşanan kazaya bakılırsa, saldırı yediğinde yer altına giren diğer giriş kendini gösteriyordu.

“Giriş bu mu? Alakadarmış gibi durmuyor.”

Yuon devasa kapıya baktı, ve üzerini tıklattı.

Sonrasında büyütece benzer bir şey çıkardı. Hemen ardından, büyütecin üzerindeki bir butona bastı.

Yavaşça ışıktan mavi bir çember büyütecin levazımından yayılmaya başladı. Tarama-yapar gibi bir hareketten sonra, geniş kapının çevresindeki yeşil büyülü semboller büyütecin içine çekildi. Camın üzerinde bazı büyülü semboller belirdi ve durmaksızın parladı.

“Bu da ne? Büyü formasyonlarını analiz edebilen bir levazım mı?”

“Şimdiye kadar bilmiş olman gerekirdi, bu dünya bizimkinden farklı. Bu dünyadaki makineler büyüyle güçlendirilmiş. Diğer bir deyişle, eski dünyamızdaki şu karışık devre kartları ve programlar burada yok. Onlar yerine büyülü formasyonlar, semboller ve ley hatları var, ayrıca onlar bir öz tarafından kontrol ediliyorlar. CPU gibi bir şey.”

“…Bu şekilde açıklayınca, bayağı tanıdık geliyor. Başka bir deyişle, bu kapıyı kilitleyen parola büyü kullanılarak şifrelendi?”

“Şu light novel ve filmlerde kapılara kendi büyülü değneğinle vurunca açılması gibi. Parola olarak da sayılabilirler tabii.”

“Demek, bu şey kapıdaki büyüyü bozmamızda bize yardım edebilir?”

“Tamamen değil.”

Yuon bir kitap çıkardı. Büyüteçteki sembollere bakarken sayfaları çevirdi.

“Bu sadece büyülü ley hatlarını ve sembolleri analiz eden bir levazım. Sonrasında, ihtiyacımız olan uygun bozucu büyüyü bulabileceğiz.”

“Yani demek istediğin, bu kapıda farklı farklı büyü formasyonlarının bir karışımı var ve onları kaldırmak için çeşitli büyü bozucuları bulmamız gerek?”

“Doğru.”

Anlaşılan Yuon ihtiyacı olan şeyleri bulmuştu. Büyüteç bir kez daha parladı, ve sonrasında, bir dizi büyü sembolü havaya yansıdı.

“Bu, bu ve bu… Aman tanrım, formasyona bunu bile dahil etmişler. Tamamdır, bununla birlikte, sorun çözüldü.”

Kitabı yere koyup, başka bir şey çıkardı ve belirli bir sırayla büyülü sembollere bastırdı.

Geniş kapı bir anlığına parladı ve sessizce açıldı.

“Bu elindeki iki eşya ne kadar tuttu? Ve onları nereden aldın?”

“…Dur tahmin edeyim, bu dünyaya geldiğinden beri etrafı güzelce gezmedin, değil mi?”

“Sanırım haklısın. Ama bununla ne ilgisi var?”

“Çünkü, akademiden ayrılacak olsaydın ve kara borsadaki tüccarlara iyicene baksaydın, bu eşyaların aslında oldukça sıradan ve ucuz şeyler olduğunu öğrenirdin.”

“Demek öyle…”

Aletleri sakladıktan sonra, Yuon kapıyı itti ve içeri girdi.

“Tamam öyleyse, görüşürüz.”

Sonrasında, kapının arkasında kayboldu.

Biraz sonra, kapı yavaşça kapandı. Ardından geniş kapı parladı, ve büyülü formasyondan yayılan ışık bir kez daha dile geldi.

Bu gerçekten kullanışlı bir mekanizmaydı. Anlaşılan ileride benim de kapıma böyle bir şey kurmam gerekecekti.

O sırada saate bir göz attım. Çoktan akşam dokuz olmuştu. Açık plazada, buz kristallerini kaldırmakla uğraşan birkaç Büyücü vardı. Besbelli, ‘cesedimin’ kaybolduğunu fark etmemişlerdi. Bir kere o buzlar kaldırıldı mı, aradıkları cesedin orada olmadığını öğreneceklerdi.

Ve şu anda, Aliyah’tan başka beni tanıyabilecek hiç kimse yoktu.

Onlar buz kristallerini kaldırana kadar, muhtemelen gece yarısını geçerdi. O zamana kadar, yaşam ve ölümüm artık sorun olmayacaktı.

Bana kalırsa kitapçıya geri dönüp gece yarısının gelmesini beklemek şu an için en iyi seçenekti.

……

Fakat, plazayı çevreleyen kalabalığa bakınca, onlar için üzüldüm. Sonuçta, çabalara boşunaydı.

Ama, üzerime koyulan bir milyon altını düşününce, biraz daha iyi oldum, çünkü beni öldürmek için bu kadar fazla altın harcayacak birileri vardı.
(ç/n: ay ne güzel~)

Gereksiz sorunları engellemek için, gösteriden önce Irlin’i haberdar etmiştim, ayrıca Michelle’i dairesine getirmesini ve bir ses bariyeri büyüsü hazırlamasını söylemiştim.

Muhtemelen tanıdıklarım olay yerinde ölümüm üzerine yas tutsaydı daha gerçekçi olurdu, ama neler olduğunu gördükten sonra neden hala hayatta olduğumu açıklamanın sıkıntılı olacağını hissettim. Bu yüzden, gösteri için Irlin’i bilgilendirmeye karar verdim.

Ve bu düşünebileceğim en iyi fikirdi.

Elbette, Falan’a ve diğer iki kıza bunu açıklamaya gerek yoktu. Yan tarafta nasıl durduklarına bakılırsa, muhtemelen ölmediğim gerçeğini biliyorlardı.

Bir müddet kafa yorduktan sonra, vardığım tek sonuç Falan’ın ‘Momiji’nin Kalbi’ yeteneğini kullanmış olabileceğiydi, ve varlığımı hissedebiliyordu.

Ama, onun mini-harita gibi bir şeye sahip olmadığına inanıyordum, bu yüzden tam yerimi saptayamamıştı.

……

“Ne dedin?! Fir öldü mü?!”

Aniden, korkutucu bir kükreme aklımı başıma getirdi. Sonrasında, okumaya dalmışken saatin çoktan 12’yi geçtiğini fark ettim.

Söylemem lazım, bu kitapçı hiç fena değil. Az para harcayarak, birkaç yararlı şey okuyabildim.

Ve önceki ses, açıkça Michelle’indi. Anlaşılan çoktan dönmüşlerdi, ama zamanında gelmediğimi anlamışlardı. Ayrıca dışarıda olanlarla ilgili raporu yeni aldığına inanıyorum.

“Neden bana bunu söylemediniz!?”

“Çünkü, gerçekte ölmedim. Yani sana bunu söylemek gerekmiyor, değil mi?”

Tuvaletten ellerimde öncesinde okuduğum kitapla çıktım.

“……”

Herkes afallamıştı, daha yeni içeri giren imparator da dahil.

“Un. Bu kesinlikle şaşırtıcı. Öncesinde, kızımın haberleri duyduktan sonra nasıl bir karmaşa yaratacağını merak ediyordum. Ama şu anda asıl bilmek istediğim şey, koca bir kalabalığın önünde can verdikten sonra nasıl oluyor da hayattasın.”

“Meslek sırrı. Bunu şu an ifşa edecek olursam, gelecek sefere gerçekten ölme ihtimalim var. Buz blokları şimdiye kadar temizlenmiş olmalı, değil mi? Ee? Altında ne buldunuz?”

“Biraz kristalize olmuş toz. Fakat, bunu neyin yaptığını bilmiyoruz.”

“Olması gerektiği gibi.”

Devam etmeden önce bir anlığına durdum.

“Öyleyse şimdi, neden bahsettiğiniz istek mevzusunu konuşmuyoruz? Yoksa bundan sonra güvenliğimi nasıl sağlama alacağınızı mı konuşacağız?”

14 yorum:

  1. Elinize sağlık bölüm için teşekkürler

    YanıtlaSil
  2. :P bayılıyom bu adama elinize sağlık bölümler hızlı ve güzel geliyor

    YanıtlaSil
  3. :P bayılıyom bu adama elinize sağlık bölümler hızlı ve güzel geliyor

    YanıtlaSil
  4. Bugun bölüm yayimlancak mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Swrpg'de mola verdim(fazla uzun değil tabii), konjiki maratonunu da yarın başlatmaya karar verdim. Yani bugün bölüm yayınlamayacağım.

      Sil
    2. İyi yapmissin konjikiyide heyecanla bekliyoruz

      Sil
  5. çeviri için teşkkürler

    YanıtlaSil

 

Serilerden Haber Vs.

FMW'yi durdurmamızın ardından iyi bir haberimiz var Lucid Dream'in Yazar ve Çizeri yeni bir seriye başlamış Träumerei Scans'ta el atacakmış, Lezhin çizimler yine fena olmuş.
Zhan Long 2 - 2.bölüm İngilizce çevirisi bekleniyor.
Projeleri görüntüleyemeyenler buradan ulaşabilirsiniz.

Son Kayıtlar

Duyurular

-Konjiki 22 ve 23 Eklendi (2017'nin ilk bombası!)
-SWRPG 3X33 Eklendi (2016 İlk Bölümü Yeaah!)
-Shokugyou Mushoku 1 Eklendi
Copyright © Maganda Çeviri | Designed by Templateism.com