Bölüm 28: Bu Sadece Bir RPG Dünyası Olsa Da

"Bu özel bir şey mi? Bunu almak için niye o kadar yol geldik?"

Rehberlik aracını takip ederek, görev eşyasını almayı başardık.

Fakat, niyeyse pek bir halta yarayacakmış gibi gözükmüyordu.

"Bu ne cidden..."

Yybril'in tuttuğu şekilsiz nesneyi gösterdim.

"99 Deneme." diye cevapladı Yybril.

"Açıklayacağım. Müdürümüz akademiyi bulduğunda, akademinin altındaki üç zindanın her birine 33 tane eşsiz item yerleştirdi. Bu eşyalar forge edilemiyor, ve yegane amaçları akademi öğrencilerini test etmek. Akademi kurulduğundan beri bunlardan 14 tanesi alındı. Bu 15. oluyor."

"Anlıyorum."

Ne kadar baş belası bir müdür... Mal mı ki acaba?

"Ayrıca, her rehberlik aracı seni, bu eşyalardan sadece bir tanesine götürüyor~"

"Bir göz atmama izin verir misin?"

Yybril bana baktı, ve garip nesneyi verdi.

99 Deneme'nin 22'ncisi
Görev Eşyası
Eşsiz Eşya
Yok Edilemez
Gray Büyü Akademisi insanlarına özel

Tanrım, gerçekten sıkıcı bir görev eşyasıydı.

Yybril'e döndükten, konuşmaya devam ettim.

"Öyleyse sırada nereye gidiyoruz? Siz kızların geldiği yerden dönecek miyiz?"

"Gerekli değil. Lanya dönüyoruz."

"Anlaşıldı~"

Lanya gülümsedikten sonra, çantasını indirdi, ve mayına benzer bir şey çıkardı.

Boş bir alan bulunca, yerleştirdi ve üzerine bastı.

Gümüş bir büyü çemberi aniden tüm alanı kapladı, ve ışık yüzünden gözlerimi çabucak yumdum.

Açtığımda, artık karanlık yer altı zindanında değildim, ama önümde sürüyle antik ve garip görünümlü kitaplarla dolu kitaplıklar vardı. Ayrıca enteresan sembollerle dolmuş kağıtlar, içlerinde türlü türlü renkte sıvı bulunan şişeler ve tüpler.

"Güvenli bir şekilde vardık, yihuu~"

Lanya elleriyle bir "V" işareti yaptı, ve çantasını yere fırlatmasıyla yandaki kapıya koşması bir oldu.

"Duş alacağım~ Sakın gözetleme~"

"Bekle bir dakika, bende almak istiyorum..."

Dedi Yybril, Lanya'yı takip ederken.

Ama, Falan basitçe asasını kaldırdı ve elbiselerinin üzerine değdirdi. Kırmızı bir büyü çemberi başından ayaklarına kadar onu kapladı, sonrasında toz ve pislik yok oldu.

Ne kadar kullanışlı bir büyü...

"Beni röntgenleyememen seni üzdü mü?"

"Ney... Pek sayılmaz..."

"Kaçak olarak yaptığın yanlış şeyleri kabullenmelisin!"

Falan beni işaret ederken, dosdoğru bunları söyleyiverdi.

Hey hey! Niye böyle garip şeyleri dosdoğru söylüyorsun!? Sen de kaçak değil misin!?

"Bir katil olsam da, başarılarımı saklamadığım zamanlar da oldu!"

"İnsan öldürme suçlarını başarı olarak değerlendirme! Ölene kadar af dilemelisin!"

"Tch~ Çok sıkıcı~ Anlaşılan bir katil değilsin!"

"Katil olan sensin! Senin tüm ailen katillerden oluşuyor!"

"Ha? Bunu nasıl bilebilirsin?"

"..."

Elbette, anlaşılan bu kız bayağı yüksek seviye bir suçluydu... Hayır, [10 Binelerin Katili] Ünvanına bakarak bile, bunu anlamalıydım. Bu kızın varlığı acayip korkutucuydu.

Fakat, neden onun kişiliğinin garip tarafta olduğunu hissediyorum... Kesinlikle optimistik
bir ergene benziyor!

"Başka bir yerde konuşalım."

"Evet, haklısın. Kütüphaneye gidelim."

Başını salladı, ve çıktı.

Caddelerde yürürken, izlendiğime dair içimde bir his vardı... Ama doğal bir şeydi, çünkü hepsi de benzer üniformalar giyiyordu.

Ki ben normal kıyafetler giyiyordum...

Aslında bu doğru değil. Eminim ki Lanya farklı bir şey giyiniyordu... Falan da pembe bir cüppe giymiyor muydu?

Ama...

Bu garip bakışlarda neyin nesi? Bön bön bakanlar Falan ile olduğumu fark edince, durumu anlamış bir ifade takındılar... Yoksa bu üçü de okulda suçlu muydu neydi yani?

"Takma onları. Bu okulda, yetenek sahibi olduğun sürece, kimse ne yaptığını sorgulayamaz.
Sende şu an için olmasa da."

"Evet..."

Haklıydı. Önceki incelemelerime dayanarak, öğrencilerin çoğu 10.seviye civarıydı. Ayrıca ara sıra geçen öğrencilerden bazıları 20.seviyeydi.

Ve onları ayırt etmek daha kolaydı. Yeşil üniformalılar 10.seviye arasıydı ve kırmızılılar 20.seviye. Ayrıca beyaz giymiş bazı 25.seviyeler de vardı ve uzakta içlerinden biri altımızdaki kata aceleyle gidiyordu.

Bekle bir dakika... Bizim trionun seviyesi fazla mıydı da bunlara uyacak üniforma bulamadılar?

"Etrafa bakmayı kes, geldik sayılır."

"Sadece bakınıyorum, sorunun ne? Tanrım... Oh, bu biraz daha uzun bir yapı ama neden tüm kütüphaneler kule gibi olmak zorunda?"

Beklediğim gibi, buradaki kütüphanede kuleydi.

Tek farkı bu kulenin biraz büyükçe olmasıydı.

Bunu dizaynlayan insanların beyinlerinde  kesinlikle koca bir delik var.

"Acele et, konuşmamız gereken çok şey var."

Dedi Falan çarçabuk kütüphanenin devasa girişine giderken.

"Emin misin... Bu sadece bir RPG dünyası olsa da..."

İç geçirdim, ve hızlıca onun peşine düştüm.

6 yorum:

  1. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  2. 1. cilt bitti elinize sağlık 2. cilte ne zaman geçeceksiniz

    YanıtlaSil
  3. güzel bir ciltti asıl olaylar bundan sonra başlıcak galiba

    YanıtlaSil
  4. güzel bir ciltti asıl olaylar bundan sonra başlıcak galiba

    YanıtlaSil

 

Serilerden Haber Vs.

FMW'yi durdurmamızın ardından iyi bir haberimiz var Lucid Dream'in Yazar ve Çizeri yeni bir seriye başlamış Träumerei Scans'ta el atacakmış, Lezhin çizimler yine fena olmuş.
Zhan Long 2 - 2.bölüm İngilizce çevirisi bekleniyor.
Projeleri görüntüleyemeyenler buradan ulaşabilirsiniz.

Son Kayıtlar

Duyurular

-Konjiki 22 ve 23 Eklendi (2017'nin ilk bombası!)
-SWRPG 3X33 Eklendi (2016 İlk Bölümü Yeaah!)
-Shokugyou Mushoku 1 Eklendi
Copyright © Maganda Çeviri | Designed by Templateism.com