Bölüm 28: Yıldırım Bebek Ustası

En son yatağımda huzurlu bir uyku çektikten sonra uyanalı epey olmuştu.

Son zamanlarda, kütüphanede uyuyordum, veya ‘baygınlık’ statüsünden dolayı uyuyordum. Tüm bu şansız olayları hatırladıktan sonra, bana bir “Sen rüzgarsın, bende kum"u söyleme şevki geldi.
(ç/n: şuymuş, manyak bir şey beyler~

Unut bunu, insanların benim deli olduğumu düşünmesini istemiyorum.

Fakat, Buz İmparatorluğu İmparatoru’nun ve Michelle’in yüz ifadesini hatırlayınca, kahkahamı bastıramadım. Yani, öldüğümü sanmışlardı, ve ben aniden önlerinde sağlıklı aynı zamanda hayatta olarak belirmiştim.

Elbette, bu dünyaya olan bakış açımız farklı olduğu için, bunu nasıl yaptığımı onlara açıklayamam.

Ayrıca, İmparator verdiği sözleri tutan biri. Anında ödülü koyanlara müdahale etsin diye bir grup insan yolladı. Böylece, yer altı ödülüm resmi bir şekilde kalktı.

Elbette, Mitchell Krallığı’nın ödülü de kalktı, ama bu gizlice yapıldı. Mitchell’deki görevliler dışında, sadece Buz İmparatorluğunun İmparatoru ve görevi yürüten takım bundan haberdar.

Sevindirici~ Gerçekten sevindirici~

Ama, görevim hala tamamlanmadı. Sonuçta, Yıllık Turnuva’da hala iki savaş daha vardı. Ve benim sıradaki karşılaşmam da başlamak üzereydi…

Ha?

Saate bakınca…

Doğru hatırlıyorsam, savaş sabah dokuzda başlayacaktı, ve şu anda saat çoktan 8.50 olmuştu.

“Tanrı aşkına! Uyuya kalmışım!”

Anında yatağımdan sıçradım, ve hızlıca yan tarafta bıraktığım giysileri giyindim.

Neyse ki, birkaç gün kılık değiştirdikten sonra, kıyafet değiştirme hızım bayağı artmıştı. Giyinmeme kendim bile saygı duyuyordum, hatta kravatımı bir dakikadan az sürede bağlayabiliyordum.

Sonrasında, müsabaka alanının erkekler tuvaletinin yerini zihnime getirdim, ve kendimi oraya Flash Movement ile transfer ettim.


“Son zamanlarda tuvaletlere karşı bir saplantı mı geliştirdin? Yoksa bütün gizli metinleri akademinin tuvaletlerinde mi buldun?”

Tam lavabo’dan çıktığımda, Aliyah’ın alay edişini duydum.

“Konu bu değil. Sence de bir kızın erkekler tuvaletinin önünde bekliyor oluşu bundan daha garip değil mi?”

“Çünkü zamanında gelemeyeceğini anladığımda, kesinlikle transfer yeteneğini kullanarak kendini direkt buraya ışınlayacağını biliyordum. Fakat, bugün hangi bekleme odasını kullanacağını bilmediğin için, varış yerin sadece erkekler tuvaleti olabilirdi, sonuçta, bu arenada sadece bir tane erkekler tuvaleti var.”

“Mükemmel, Holmes.”

"...Basit düşün, Watson'cığım, basit düşün."

Ona baktım, ardından dönüp arenaya yöneldim.

……

“Beklettiğim için üzgünüm.”

Anında yarışma mekanına gittim, ve Kalua’nın saatine baktığını gördüm.

“Pek bir dakiksin, hah. Tam 9’da geldin.”

“Ben zaman kaybetmeyen biriyim.”

“Aslında, uyuya kaldın, değil mi?”

“……”

“Bana doğruyu söylersen, sana üç beden ölçümü de söylerim~”

“……”

“Eh? İlgini çekmiyor mu?”

“Bunu iki gün önce de söyledin.”

“Ehh? Öyle mi yaptım? Hahaha, o zaman bana doğruyu söylersen, beni randevuya çıkarmana izin veririm. Buna ne dersin?”

“Sence hala gözlerimde güvenilir misin?” 

“Değil miyim?”

“Elbette değilsin!”

“Siz ikinizin işi bitti mi!? Başlat şu maçı!”

Yan tarafta duran, sohbetimize daha fazla katlanamayan kişi Prenses Michelle, kükredi.

Anlaşılan dün gece olanlar için beni hala affetmemişti. Fakat, ona tam olarak ne olduğunu anlatamam. Bundan dolayı, onu teselli etmek için söyleyebileceğim bir şey de yok.

“Yo~ Geçtiğimiz iki günde nasılsınız bakalım~? Herkesin beklediği, Temel Düzey Turnuvasının ikinci maçı başlamak üzere! Bugünkü savaş Buz Takımından sürpriz isim Fir ve Prenses Michelle ile Yıldırım Takımından Helena ve Yoei arasında olacak!”

Kalua bizi tanıtırken, diğer taraftan ringe iki kişi girdi…

Tam olarak değil!

Sadece dış görünüşlerine baktığımda, sıradan insanlar gibiydiler. Fakat, sadece içlerinden birinin kafasının üzerinde ünvanlar vardı!

Helena Smuu LV 15 Yıldırım Büyücüsü
[Nazik][İçe Dönük][Yıldırım İpliği][Yasaklı Büyü Sahibesi][Kuklacı][Tek-Vuruş Direk Ölüm]


Ölümsüz Bebek (Yoei Smuu) LV 18

“Sorabilir miyim? İnsan olmayan canlılarda mı turnuvaya katılabiliyor?”

Kalua’ya sordum.

Ringin etrafındaki bariyer ekipmanı henüz etkinleştirilmemişti, bundan dolayı, hala daha dışarıdaki gürültüyü işitebiliyordum.

Bu sözleri söylediğimde, bütün arena suskunlaştı.

İzleyiciler bizim takıma baktı, sonrasında bakışlarını yan taraftaki takıma çevirdi.

Helena kısa beyaz saçlarıyla genç bir kızdı. Koyu mavi Büyücü cübbesi giyiniyordu, ve başlığı kapalıydı.

Ellerindeki silah asaya benzemiyordu. Tasvir edecek olsaydım, parmaklarına iliştirilmiş iki ipek iplikle, iki metal barın birleşimiydi.

Ve Yoei denilen diğer kişi… Cüppe giyinmiş ve yüzünde gülümseme olan sıradan birine benzese de, ona insan diyebilmek için başka bir şey hissetmiyordum.

“Imm… Hakaretleri yasaklamamış olsak da, şimdi…”

“Beni yanlış anladın. Yoei denilen şuradaki kişinin insan olmadığını söylüyorum. O bir bebek.”

Bunu söylediğimde, izleyiciler kendi aralarında tartışmaya başladı.

Ve rakiplerimi bakınca, Helena’nın söyleyecek bir şeyleri varmış gibiydi. Fakat, etraftaki izleyicilere bir göz attıktan sonra, kendini konuşmaktan alıkoydu.

Ondan ziyade, Yoei isimli bebek uzun adımlarla Kalua’ya doğru koştu, ve mikrofonunu gasp etti.

“Yıllık Turnuva’nın sürpriz isminden beklenildiği gibi, Fir, tek bakışta vücudumun içini görebildi.”

Böyle iğrenç bir şekilde söylemesen olmaz mı? Kim görmüş senin vücudunun içini?

“Bedenim, elbette ki bir bebek, ama bu bir bebek olduğum anlamına gelmiyor. Ben Helena’nın erkek kardeşiyim, Yoei. Fakat, bir kaza sonucu insan bedenim yok oldu,  bu yüzden yaşamaya devam etmek için bende bir bebeğin vücudunu ödünç aldım. Diğer bir deyişle, ben aynı zamanda bir insanım. Bu yüzden lütfen, yanlış anlamayın.”

Demek aslında bir insandı?

Dünya sisteminin insanı ya da diğer türleri nasıl belirlediğini bilmesem de, ama şu ana kadar, yaşam formlarının zekası olduğu sürece, bilgilerinin bir kısmını görebiliyordum, ünvanları gibi mesela. Yalnızca canavarlar isimleriyle görünüyordu.

‘Aliyah, burada mısın?’

‘Elbette. Böyle ilginç bir sahneyi nasıl olur da kaçırırım?’

İçimde durumun normal olmadığına dair bir his vardı bunun için, Aliyah’la iletişime geçmek için mesaj sistemini kullandım.

‘Bu Yoei denilen kişinin asıl bedeninin gerçekte olmadığından şüpheleniyorum. Falan’ı bul, ve bu kişi gerçekten var mı yok mu araştırmam için bana yardım etmesini sağla.’

‘Şu Zombi Büyücüsü?  Aslında onunla iyi bir ilişkin mi vardı? Tamamdır. Hemen yakında. Gidip ona soracağım, ve sana hemencecik cevap vereceğim.’

Sohbeti kestiğim sırada, Yoei de mikrofonu Kalua’ya geri vermişti.

Kalua bir anlığına afalladı, sonrasında ringin yan tarafından bulunan hakimlere baktı. Onaylarını aldıktan sonra, gülümsedi ve konuştu.

“Anlaşılan bugün başka bir heyecanlı savaş olacak! İki takım da, lütfen yerlerinize geçin! Yıllık Turnuvanın İkinci Mücadelesi! Buz Takımı karşısında Yıldırım Takımı! Başlasın!”

Sinyal verildiği anda, şoke oldum!

Ciddi ciddi saldırı uyarıları parladı, ve… Her yönden geliyorlardı!

4 yorum:

 

Serilerden Haber Vs.

FMW'yi durdurmamızın ardından iyi bir haberimiz var Lucid Dream'in Yazar ve Çizeri yeni bir seriye başlamış Träumerei Scans'ta el atacakmış, Lezhin çizimler yine fena olmuş.
Zhan Long 2 - 2.bölüm İngilizce çevirisi bekleniyor.
Projeleri görüntüleyemeyenler buradan ulaşabilirsiniz.

Son Kayıtlar

Duyurular

-Konjiki 22 ve 23 Eklendi (2017'nin ilk bombası!)
-SWRPG 3X33 Eklendi (2016 İlk Bölümü Yeaah!)
-Shokugyou Mushoku 1 Eklendi
Copyright © Maganda Çeviri | Designed by Templateism.com