Bölüm 3: Ezici Şiddet
Sabahın erken saatlerinde, Lin Ailesi özellikle
canlıydı. Bunun nedeni yakında başlayacak olan aile buluşmasıydı ve herkes
konağın orta yerindeki alana ilerliyordu.
“Duydun mu? Bu sefer, sadece yaşlı amca değil,
üçüncü amca da geldi. Anlaşılan bu kez hepsi birden aile başı koltuğunu
hedefliyorlar.”
“He He, aile reisi güçlü olsa bile, belki de şu işe
yaramaz çocuğu çoktan ölmüştür. Hatta Yun Hai Tarikatındakiler tarafından
kişisel olarak gönderildi, kesinlikle Lin Ailesinin onurunu kirletiyor. Ek
olarak, yaşlı amca hep aile reisi için hoşnutsuz olmuştu. Kesinlikle bu şansı
bir saldırı için kullanacak. Kim bilir, belki de bugün aile başı koltuğunun
kullanıcı değişir.”
Yolculuk süresince, Lin Ailesindeki herkes hiç
durmadan fısıldaşıyordu. Kalabalık bugünün aile buluşmasının kesinlikle
alışılmışın dışında olacağını biliyordu.
Şu anda Lin Feng ve Lin Hai de yoldaydılar. Lin
Feng’in güvende ve iyi olduğunu görünce, her türden renk sayısız insanın
gözleri önünden geçti. Hatta bazıları bu çöp parçasının nasıl ölmediğini bile
düşündü. Ama Lin Hai’nin gücü altında, çoğunluktan hiç kimse aklındakiler
söylemeye cürret edemedi.
“Bu çöp hala hayatta olduğu için belli ki çok
şanslı.” Aniden tiz bir ses çıktı. Bu çoğunluğun başlarını kaldırmasına neden
oldu ve gördükleri şeyse onlara doğru yürüyen sıra dışı bir aura sahip gelen
geçenlerden biriydi.
Konuşan kişi gencin biriydi. Lin Ailesinin, üçüncü
amcası olan Lin Hao Ran’ın oğluydu. Her ikisi de, hem Lin Yun hem Lin Feng 15
yaşındaydılar. Fakat, Lin Yun altıncı Qi katmanındaydı.
“Demek sensin Lin Yun. Böyle bir şey deme cürretinde
bulunduğuna hiç şüphe yok.” Herkes üçüncü amcayı gördüğünde, Lin Hao Ran ve
yaşlı amca Lin Ba Dao beraber yürüyorlardı. Herkes onların kötücül niyetlerle
geldiğini biliyordu.
“Bir daha söyle.” Lin Yun’u süzerken Lin Hai’nin
gözlerinden soğuk bir ışık parıltısı geçti. Bu Lin Yun’un suratının korkuyla
titremesine sebep oldu ve Lin Hai’ye doğrudan bakmaya cesaret edemedi.
“İkinci kardeş, aile başı olarak gittikçe daha
hiddetli bir hale bürünüyorsun. Eski jenerasyonun yeni jenerasyonu
tartakladığını düşününce.” Lin Ba Dao bunu soğuk ve alay eder bir tonlar dile
getirdi.
“Haa. Ben, Lin Hai, hala aile başıyım. Lin Yun’un bu
denli eğitimsiz olduğunu düşününce, ne kadar da uygunsuz.” Lin Hai ondan
farksız şekilde cevap verdi.
“İkinci kardeş çok etkileyici. Ama ne kadar daha
aile başı taklidi yapacağını görmek isterim.” Lin Hao Ran sert bir tonla
konuştu. “Senin çöp oğlun Yun Hai Tarikatından atıldı ve eve taşınarak
getirildi. Lin Ailesinin yüzünü tamamen kara çıkardı. İnsanlar nasıl olur da
bunun hakkında dedikodu etmez?”
“Ne kadar böyle etkileyici mi kalırım? Lin Hao Ran
sözü getirmeye çalıştığın yer aile başı koltuğunu kaybedeceğim mi? Bu koltuğu
alabileceğini mi düşünüyorsun? Buna uygun musun ki?” Lin Hai ileri bir adım
attı ve soğuk ürpertiler yaymaya başladı. Lin Yun sadece kaçabildi ve bedenini
buz gibi soğuk hissettiği için Lin Hao Ran’ın arkasına saklandı.
“Uygunum veya değilim, son sözü yalnızca kıdemliler
söyler. Aynı senin sıranda olduğu gibi, Lin Hai.” Lin Hao Ran’ın yüzü karardı.
Lin Hai’nin bugün normal halinden farklı olarak bu denli ezici olmasını
beklememişti.
“Demek kabul ettin. Ben, Lin Hai şu anda hala aile
başıyım. Oğlunun önümde benim oğlumu ölümüne lanetlemesi, nasıl bir cezayı hak etti
sence?”
Lin Hai geri çekilmedi ve etraftaki soğuk hava daha
da ağırlaştı. Sıcaklık gittikçe düştü ve beyaz buz şekil almaya başladı.
“Aile başı hiç şüphesiz aile başıdır. Vakar dolu bir
aura hissettiriyor. Üçüncü amcaya ilk saldıranın o olduğunu düşününce.”
Kalabalık şöyle bir baktı ve kalplerinde Lin Hai’ye karşı hayranlık ve saygı
izleri taşıyorlardı. Bugün üçüncü amcadan ve yaşlı amcadan gelecek saldırıları
Lin Hai’nin pasif bir şekilde karşılayacağını sanmışlardı.
“Lin Hai, senden korktuğumu düşünüyorsun.” Lin Hao
Ran hazırlıklı gelmişti. Bunu söyledikten sonra, aşırı güçlü bir sıcak dalgası
ortaya çıktı ve soğuk hissiyle savaştı.
“Babam buz ruhuna sahip ve dahası, onun asıl
yöntemleri buz tekniklerinden oluşuyor. Fakat, Lin Hao Ran ateş ruhuna sahip
aynı zamanda asıl yöntemleri ateş tekniklerinde. Su ateşin karşıtıdır. Lin Hao
Ran ne kadar sert savaşırsa savaşsın, babamın karşısında yenemez. Bu sefer asıl
lider kesinlikle o değil.”
Yan tarafta duran Lin Feng bakışlarını Lin Ba Dao’ya
çevirmişti ve konuşmadan önce ağzının kenarlarında ortaya çıkan bir gülümsemeyi
gördü, “İkinci kardeş, aile buluşması yakında başlayacak. Aile başı olarak bu
senin yaptığın şey kıdemlileri dikkatine değer görmemek olmuyor mu?”
Lin Ailesinde, kıdemliler en yüksek yetkiyi
tutuyorlardı. Sadece bir sonraki aile başını atamak için bulunurlardı. Dahası,
Lin Ba Dao, Lin Hai’nin baskısını engellemek amacıyla kıdemlilerin oradaki
varlığını kullanmıştı ve geri adım atmasını sağlamıştı.
“Tsk.” Lin Hai, Lin Hao Ran’a karşı hor gören bir
bakış attı ve Lin Feng ile ayrılmadan önce Qi’sini geri çekti.
Lin Hao Ran doğal olarak Lin Hai’den gelen küçümseme
dolu bakıştan haberdardı ve gözlerinden soğuk bir ürperti geçti: Bu sefer,
senin çöp oğlun hayatta kalmak için şanslıymış. Ama bir dahaki sefere, bu kadar
şanslı olmayacak.
Lin Hao Ran’ın en büyük oğlu, Lin Heng Nai, Yun Hai
Dış Tarikatı’nın seçkin öğrencilerindendi ve bu sadece iç saray öğrencilerinden
biri olarak terfi edilmesine kadar böyle sürecekti. Sadece bir iç saray çocuğu
olsaydı, oğlunun statüsünün artmasıyla, babanınki de artacaktı. O sırada,
ailedeki pozisyonu da elbette ki artacaktı. Bu nokta aile başının kendi kendine
ulaşamayacağı bir yerdi.
Öteki taraftaysa, Lin Ba Dao’nun kızı çok daha
yetenekliydi. Çoktan Hao Yue Tarikatının iç sarayına girmişti ve geleceği
parlak aynı zamanda limitsizdi. Üç erkek kardeş içerisinde, yalnızca Lin
Hai’nin oğlu zayıf bir yeteneğe sahipti ve çöp olarak tanınıyordu. İşte bu Lin
Ba Dao ve Lin Hao Ran’ın dayanak olarak kullandığı şeydi. Şu anda kıdemlilerin
onlara karşı izlenimleri çok daha iyi olmalıydı ve bu Lin Hai’nin etki
edemeyeceği bir şeydi.
Lin Ailesinden dört yüz ila beş yüz arasındaki kişi
orada toplanmıştı ve ortada yeşil taştan bir platform bulunuyordu. O sırada,
platformun üzerinde Lin Ailesinin karar verenleri duruyordu.
“Kıdemliler, birkaç gün önce, Yun Hai
Tarikatındakilerin evimize gelmesi bir onurdur. Fakat, bu aslında yarı ölü bir
çöpü getirmek içindi, ve Lin Ailesinin yüzünü tamamen kara çıkardı. Dahası, Lin
Feng’i aileden azletmeyi önerdim. Lin Ailesinin bir parçası olmak için gerekli
nitelikleri taşımıyor.”
Lin Hao Ran ayağa kalktı ve saldırıda bulunurken
saygıyla kıdemlileri karşıladı.
“Bu noktaya gelecek kadar anlayışsızsın. Ama, ben
Aile Başı henüz hiçbir şey söylemedim. Ne zaman senin konuşma sıran geldi? Olduğun
yere geri dön.” Lin Hai, Lin Hao Ran’ın hedeflerini oldukça net bir şekilde
biliyordu. Diğer grubun oğlunu nasıl aileden azlettiğini görmek ve Aile Başı
pozisyonuna el koymayı ne de çok isterdi.
“İkinci kardeş, söylediklerin doğru değil. Aile Başı
olabilirsin elbette, lakin üçüncü kardeş de aile üyelerinden biri. O sadece
ailemizi düşünüyor. Senin çöp oğlun gerçekten ailemizin tüm itibarını yerle bir
etti ve azledilmesi lazım.” Lin Ba Dao’nun ezici sesi yankılandı ve doğrudan
Lin Hai’ye saldırdı.
“Benim oğlum, onu kendim eğittim. Klanın bir
parçasıdır ve bu kesinlikle sana bağlı değildir. Lin Bao Dao, benim koltuğuma
göz diktiğini biliyorum. Buna ne dersin? Bugün, sen ve ben çarpışacağız. Eğer
kazanırsan, aileyi oğlumla birlikte terk ederim. Fakat, kaybedersen… çeneni
kapasan iyi olur.”
Lin Hai ayaklandı ve doğrudan platformun ortasına
yürüdü. Güçlü bir Qi, Lin Ba Dao’ya karşı yayılmaya başladı. Savaşmak
istemiyorsan bile, savaşmak zorundasın.
Lin Feng değişmiş bir ifadeyle babasına baktı.
İnsanları korkutan agresiflik, sadece güçlü saygı görürdü. Yalnızca güçlünün
konuşmaya hakkı vardı. Lin Hai aynı zamanda gücüyle diğer grubun çenesini
kapatmasını istiyordu.
“Sadece noksan olmandan korkuyorum.” Lin Hai’nin
sözlerine beş para etmez dediğini duyunca Lin Ba Dao’nun içi öfkeyle doldu.
Platforma doğru yürüdü ve Lin Hai’nin karşısında durdu.
Tüm kıdemliler suspus olmuştu. Aslında, durumun
böyle geliştiği için mutluydular. Lin Hai, Lin Ba Dao’ya karşı bile
kazanamıyorsa, oğlunun çöp olduğu gerçeğiyle beraber, Aile Başı koltuğu bugün
doğal olarak değişecekti.
“Neye dayanarak bu kadar kibirli olduğunu görmek
isterim.” Lin Hai’nin onu görmezden geldiğini görünce Lin Ba Dao sırıttı. Soğuk
ürpertiler sahneyi çevrelemeye başladı. Seyirci olarak yerleşmiş yüzlerce insan
delici ürpertinin aynı zamanda hem bedenlerine hem kemiklerine işlediğini
hissetti.
Bu bir ruhun gücüydü. Lin Hai’nin ruhu buzdu. Bir
kere saldığında, etraf tamamen değişip buz ile aşınıyordu.
“Müthiş Mesafe buz-sınırı” Lin Ba Dao daha yeni
kendi ruhunu salmıştı ki, Lin Hai’nin sesini duyunca, bir çatlak sesi anında
merkezinde Lin Hai ile birlikte etrafa yayıldı. Platformun tamamı kar
beyazındaki buzla kaplanmıştı o sırada, Lin Ba Dao buz içerisinde donmuş ve bir
kardan adama dönmüştü.
“Boom!” bir patlama sesi duyuldu ve buz çatladı. Lin
Ba Dao platformdan uçtu ve ağır bir şekilde yere yıkılmadan ağzındaki kanı
tükürdü.
Tüm kıdemliler ayaktaydı ve gözlerinin önündeki
sahne karşısında şaşırmışlardı. Lin Ba Dao tek bir darbeyle beklenmedik şekilde
yıkılmıştı.
“Müthiş mesafe buz-sınırı, Lin Hai’nin buz-sınırı
tekniği aslında sekizinci aşamaya ulaşmıştı. Güçlü olmasına hiç şüphe yok.” Büyük
kıdemlinin gözleri parladı. Lin Hai buz ruhu taşıyordu, güçlü buz-sınırı
tekniği ile birleşince, Lin Ba Dao’yu birden dondurmuştu ve tek nefeste ölümcül
bir darbe vurmuştu. Eğer tepki süresi yarısından az olsaydı, bu düellonun o
kadar çabuk sonlanacağından korkuyorum.
Lin Ailesindeki herkes afallamıştı. Lin Hai’yi böyle
hükmedici bir şekilde ilk görüşleriydi. Lin Ba Dao’yla karşılaştırınca ondan
bile hükmediciydi.
Lin Ba Dao başka bir ağız dolusu kanı tükürdü ve Lin
Hai’ye bulanık gözlerle baktı. Fakat, Lin Hai umursamadı. Lin Feng’ın
yaralanışının hiç kuşkusuz iki kardeşiyle ilgisi olduğunu tahmin edebilirdi.
Oğlunu öldürmek istedikleri için, Lin Hai’nin kardeşliklerini hesaba katmasına
gerek yoktu.
“Kıdemliler, rica ederim aile buluşmasını devam
ettiriniz.” Lin Hai hiçbir şey olmamış gibi koltuğuna geri dönmeden önce
kıdemlilere saygısını gösterdi.
“He, He. Lin Hai, aile başı olarak, gelişimin artmış
ve güzel bir örnek sergiledin. Lin Ailesindekiler artık daha da sıkı
çalışacağına inanıyorum. Bu buluşma amacına ulaşmıştır. Herkes gitmekte
serbest.” Büyük kıdemli küçük bir gülümseme attı. Artık aile buluşmasını
sürdürmenin bir anlamı yoktu.
“Büyük kıdemli, durum buysa eğer, ilk giden ben
olacağım.” Lin Hai büyük kıdemliye saygısını gösterdi ve Lin Feng’le birlikte
ayağa kalktı.
“Lin Hai, bu çöpü ne kadar daha koruyacağını merak
ediyorum.” Diye soğukça söyledi Lin Hao Ran hedefine ulaşamamıştı.
“Bu doğru. Çöp, Lin Ailemi rezil ediyor.” Lin Yun
tekrar tekrar etti. Fakat, Lin Hai’nin gözlerinin geçtiğini görünce, çabucak
ağzını kapattı.
“Xiao Feng, gidelim.” Lin Hai onlarla rahatsız olmak
istemiyordu. Fakat, Lin Feng gitmedi. Bunun yerine, döndü ve Lin Yun’a doğru
yürümeye başladı. Bu sahne Lin Feng ne yapacağını bilmedikleri için herkesin
kafasını karıştırdı.
Lin Hai oğluna şaşkınlıkla baktı, sadece Lin Feng’in
Lin Yun’un önüne gelmeden önce söylediğini gördü: “Lin Yun, benim bir çöp
olduğumuz zırvalayıp duruyorsun. Sormak isterim, bir gün benden kötü olduğunu
keşfedersen, ne kadar rezil olacaksın?”
“Hayal görüyorsun. Nasıl senin gibi bir çöp benimle
kıyaslanabilir?” Lin Yun, çöp olan Lin Feng’in ona bu sözleri etmesini
beklememişti ve alaycı bir ses çıkarmaktan kendini alamadı.
Bir bölüm daha sensei :D
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSilPMG baştaki trajedileri olmadan tamamen MGA :D
YanıtlaSilELLERİNE SALIK :)
YanıtlaSil