Bölüm 31: İleri-Düzey Büyü Öğrenimi

Yıllık Turnuva hakikaten yorucuydu. Bu her maçtan sonra yorgunluk metremin yarısının tamamen yok olmasıyla anlaşılabilirdi.

Fakat, yine de çoğu öğrenci Yıllık Turnuvaya hasta oluyor. Sonuçta, bunun yüzünden derslere bir hafta ara veriliyor.

Bu eski dünyamdaki okullarda olan yıllık spor toplantılarına benziyor. Spor toplantılarında çoğu öğrenci dahil olmasa da, herkes bu etkinlikten mutlu oluyor. Çünkü, bir günlüğüne derslere girmek zorunda olmuyoruz.

Ama, bunun için sevinen insanlar olduğu gibi, bu konuda sıkıntılı olan insanlar da vardı, özellikle de bendeniz.

Şimdilik bu Yıllık Turnuva yüzünden hayatımın tehlikede olduğu gerçeğini bir kenara koyacak olursak. Şu anda, aşırı ünlü olmaya başladım.

Bir atasözü der ki, ‘ünden korkan bir adam şişmanlamaktan korkan bir domuz gibidir.’

Tuvalette bile, seni tanıyabilen insanlar oluyor. Bunun nasıl hissettirdiğini bir hayal edin.

Müthiş berbat.

Tabii ki, bu en korkunç kısmı değil.

En korkunç şeyse, sabahki savaşın ardından, şu bitki-tipi insanların beni etrafta takip ettiğini fark etmem. Benim bir zayıflığımı falan bulmaya çalışıyorlar gibi geliyor.

Şunu söyleyebilirim ki, lütfen beni izleme girişiminde bulunmadan önce, insanları nasıl izleyeceğinizi öğrenin de gelin ya. Arkamda insanlardan bir kalabalık oluşturmuşken beni izlemenin anlamı ne? Siz çocuklar sahici takipçi sapıklardan çok koruma gibi hissettiriyorsunuz, anlarsınız ya?

Ama, aslında beni korumaya çalışmıyorsunuz, daha çok beni arkadan bıçaklamak için mükemmel fırsatı bekliyorsunuz, değil mi?

Yani, beni takip ediyor olmalarının nedeni, doğal olarak Prenses Anne’in su büyüsünün bitki büyüsü karşısında etkisiz oluşuydu.

Doğru hatırlıyorsam, bitki büyüsü bariyeri kullanıldığı anda, bariyere saldıran su okları absorbe edilmişti. Sadece su okları da değil,  her türlü su büyüsü direkt olarak absorbe edildi.

Kısaca, adil bir karşılaşma bile değildi o olan!

Şahsi fikrime göre, onları çevrelemek için devasa bir miktarda su kullanmak mümkündü. Ama, bitkilerin ve ağacın ne miktarda suyu absorbe edeceğini saptayamadığım bir durumda, bunu yaparsam MP barımın sıfırlanma tehlikesi vardı.

Ve anlaşılan şu MP Yenilenme İksirleri bu dünyanın yerlileri üzerinde %100 bir etki sağlamıyor. Bu yüzden, zor yoldan yapmak akıllıca olmazdı.

Büyüklüğü alarak, dinlenme zamanına değer öğleden sonramı feda etme ve Mari-sensei’nin ofisine gitme kararı aldım.

Mari-sensei önündeki koltuğu ve bana oturmamı işaret ederek beni burada gördüğüne şaşırmamış gibiydi. Sonrasında, güldü.

“Bende Yıllık Turnuvayı gerçekten sadece temel-düzey büyüyle kazanacağını düşünüyordum.”
“Aslında bunu denemek istiyordum. Fakat, tatlı öğrencinin tekinden öğretmeninin ona mutlulukla  birkaç Orta-Düzey ve İleri-Düzey büyü öğrettiğini duydum.”

Bu tatlı öğrenci doğal olarak yıldırım-tipi takımın Helena’sıydı.

‘Sana kaybettiğim için, kesinlikle Yıllık Turnuvayı kazanman gerek! Bol miktarda MP’ye sahip olsaydım, senin temel-düzey büyülerini kesinkes yıldırım büyülerimle yerle bir etmiş olurdum! Bahsi geçmişken, neden öğretmeninden sana orta-düzey buz büyüleri öğretmesini istemedin?’

Bunu duyduğumda, aniden dünyanın bana ihanet ettiğini hissettim.

Orta-düzey buz büyülerini bu şekilde öğrenebileceğini nereden bilebilirdim ki ben? Hiç kimse bana bundan bahsetmedi!

Yoksa herkes benim uyduruk savaş stilimi görünce orta-düzey büyünün bana hiçbir yararı olmayacağını mı düşündü naptı?

Benimle dalga mı geçiyorsun!?

Aynı büyüleri kullanmaktan çoktan bıktım ben!

Buz Okları, Buz Vadisi, Buz Suikasti Dikenleri, Buz Kalkanı, Buz Kalesi, Buz Meteoru, Buz Totemi!

Bu büyülere yakından baktığımda, bunlar sadece küçük bir alana etki eden büyülerdi. Rakiplerimin kullandığı garip büyülere ne demeli peki? İçlerinden biri kuklalar bile kullanıyordu be! Bu dünyada adalet var mı allah aşkına!?

Mari-sensei omuz silkeledi, ve bana masasında duran birkaç kitabı attı.

“Orta-düzey ve ileri-düzey buz büyüsü yetenek kitapları, değil mi? Kütüphanede buz yetenek kitaplarından yüzlercesi olsa da, o büyülerden özetle pratik bir kullanımı olmayanları çıkarınca, bunlar savaş için tek kullanışlı kalanlar. Aslında bu eski günlerde bütün araştırmamın ardından yaptığım derleme, yani bana teşekkür etsen iyi olur.”

“Bunları bana daha öncesinde veremez miydiniz?”

“Bana teşekkür etme tarzının biraz garip olduğu kanısına vardım. Kendi memleketindeki insanlara böyle mi teşekkür edersin sen?”

“Bana kütüphaneye kısıtlanmamış giriş verseydiniz de iyi olurdu, anlarsınız ya?”

“Yoksa insanlara nasıl teşekkür edeceğini bile bilmiyor musun?”

İç çektim, ve kitap yığınını aldım.

“Çok teşekkürler.”

“Kişiliğin gerçekten yerlerde.”

“Öyle mi? Bana kalırsa mesai saatlerinde gençlik romantizmiyle alakalı hafif romanlar okuyan bir öğretmenin kişiliği çok daha berbat, sizde böyle düşünmüyor musunuz?”

“Eh?”

“Bana kitap yığınını verdiğinizde, bunların altında kalmış kitabın kapağını görebildim. O kitabı bir keresinde kütüphanede görmüştüm. Aynı kitap gibi görünüyor. Tüm bu kitapların kütüphane etiketlerine sahip olduğu gerçeğini ekleyince, aynısı olduğundan fazlasıyla eminim.”

“Öhö öhö, her halükarda, siz çocuklar hiç derse girmiyorsunuz, neden romanlarımı okuyamayacakmışım?”

“Elbette ki, benim için sorun değil. Ama sorabilir miyim acaba? Kütüphanenin üçüncü katındaki üçüncü sırada normal kitap raflarına yerleştirilmiş şu garip hafif romanlar sizin mi? Orayı neredeyse hiç kimse ziyaret etmiyor, bu yüzden kütüphaneci de o alanı kontrole zahmet etmiyor. Ama besbelli, orada birkaç garip kitap var.”

“Tabii ki de benim değil.”

Ama, Mari-sensei bunu söylediğinde, sağ eliyle bir kalem aldı ve daha demin anlattığım yeri bir kağıt parçasına yazmaya başladı.

Bu kitapları kendine saklama peşinde mi?

“Teşekkürümü nerede?”

Gülümsedim ve sordum.

Mari-sensei bir saniyeliğine şaşkınlığa uğramıştı, ardından kağıt parçasına bir yana itti.

“Öhöm, sonrasında orta-düzey büyü bölümüne olan kısıtlamanı kaldıracağım. Yeterince iyi mi?”

“Elbette canım~ Sadece bir ekleme, akademinin dışındaki ‘Maubert’ isimli kitapçıda da birkaç ilginç kitap var. Fakat, az pahalılar. Kendi başınıza karar verebilirsiniz.”

Bunu söyledikten sonra, kitapları taşıdım ve Mari-sensei’nin ofisinden çıktım. Ardından, etkinlik odasına koştum.

Neden mi etkinlik odasını tercih ettim?

Çünkü Falan ve iki kız bu alanın etrafına birkaç ilginç tuzak yerleştirmişti. Onlar kesinlikle beni takip edenler için dert olacak ve onları geri çekilmeye zorlayacak.

Ve bu saatte… Beklediğim gibi, etkinlik odasında hiç kimse yoktu.

Anında içeri girdim, ve kitapları koyacak bir masa buldum. Sonrasında, sabırsızca hepsini okumaya başladım.

Elbette, onları gerçekten okuyor değildim. Daha çok, içlerindeki büyüleri kaydediyordum.

Orta-Düzey Büyü ‘Donmuş Işık’ı öğrenmek ister misiniz?
Orta-Düzey Büyü ‘Buz Düşüşü’nü öğrenmek ister misiniz?
Orta-Düzey Büyü ‘Buz Çiçeği’ni öğrenmek ister misiniz?
İleri-Düzey Büyü ‘Kederin Donmuş Sonsuzluğu’nu öğrenmek ister misiniz?
Orta-Düzey Büyü…

Büyülerin tam listesine baktığımda, salyamı yuttum, ve parmağımı bildirim penceresine yerleştirdim.

Evet be!

--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Final Notları
Anlayışınız için sağolun millet

9 yorum:

 

Serilerden Haber Vs.

FMW'yi durdurmamızın ardından iyi bir haberimiz var Lucid Dream'in Yazar ve Çizeri yeni bir seriye başlamış Träumerei Scans'ta el atacakmış, Lezhin çizimler yine fena olmuş.
Zhan Long 2 - 2.bölüm İngilizce çevirisi bekleniyor.
Projeleri görüntüleyemeyenler buradan ulaşabilirsiniz.

Son Kayıtlar

Duyurular

-Konjiki 22 ve 23 Eklendi (2017'nin ilk bombası!)
-SWRPG 3X33 Eklendi (2016 İlk Bölümü Yeaah!)
-Shokugyou Mushoku 1 Eklendi
Copyright © Maganda Çeviri | Designed by Templateism.com