Bölüm 5: Kılıç Çekmek

Yang Zhou Şehrinden, Yun Hai Tarikatına uzanan on bin mil vardı, Li Xue günde bin mil gidebilse dahi, Lin Feng’in oraya varması on gününü alacaktı.

Fakat, bu on gün boyunca, Lin Feng boş durmadı. Önceki hayatında, asla sıcak kanlı biri olmamıştı. Asla böyle bir hevesi tecrübe etmemişti. Farkında olmadan, düşünce yapısı çok gelişmişti. Gelişim yolunda yürümek şimdi onu yedinci Qi katmanına ulaştırmıştı. “Suyun aktığı yerde, kanal oluşur.” Derler. Ayrıca çalışmak, dövüş sanatları tekniği Dokuz Ağır Dalga’da başka bir seviyeye ustalaşmasına sağlamıştı.

Şu günlerde, Lin Feng önceki hayatına göre çok daha fazla fiziksel güce sahipti. Gerçek gücü yedinci Qi katmanı gelişimindeki biri için oldukça fazla olan 8500jin’e yakındı.

Yun Hai Tarikatı, Yun Hai Tepesi denilen sıradağlarda yer alıyordu. Yun Hai Tepesi sıradağlardaki en büyük dağ değildi ama uzak gökyüzünden görülebilir olan büyük bir alanı kaplıyordu. Hatta ve hatta göğün tepesinden aşağı bakınca Yun Hai Tepesi bir şehir gibi görünüyordu. Yun Hai Tepesi kendinden farklı olarak, göğe erişirmiş gibi görünen yükseklerdeki sekiz dağ tarafından çevrelenmişti. Bu dağın gizemli güzelliği kendini, büyük şansı ve kaderi sağlayan Feng Shui’ye borçludur.

Lin Feng yakınlaşmasıyla.

“Dur! Attan in!” dedi Lin Feng’e alaycı bir gülümseme atarken soğukça iki dağ gardiyanı. Aynı zamanda bu iki gardiyanda Yun Hai Tarikatı’nın öğrencileriydi.

Lin Feng onlara küçümser bir şekilde baktı. O sırada, at süren başka bir öğrenci geçti ve dağa doğru devam etti. Lin Feng onu gösterdi: “Neden onun içeri girmesini engellemiyorsunuz?”

“Hmph”, içlerinden biri hem öfkesini hem alaya alışını ifade ederken gülümsedi: “Kendini nasıl olur da normal öğrencilerle bir tutarsın? Öncesinde az daha ölüyordun, seni çöp parçası.”

Demek tek mesele güç ve statüydü. Lin Feng gülümsedi. Bu dağ gardiyanları, Yun Hai Tarikatı’na bağlı olsalar da, orada sadece dekorasyon amacıyla duruyorlardı. Seviyeleri çok düşüktü. Fakat, biri girmek isterse, öncelikle dağ gardiyanlarını geçmeliydi. İşleri o kadar önemli olmasa da, insanların içeri girmesini engelleyecek güçleri vardı.

“Zayıflar zorbalığa uğramalı ve ezilmeli.” Lin Feng bunu söylerken alaycı bir şekilde gülümsedi. At sırtından inmemişti, sadece dizginleri çekti. Qian Li Xue kişnedi ve şaha kalktı.

“Ne cürretle, seni çöp parçası.” İki gardiyan da aynı anda bağırdı. Lin Feng yumruklarını kaldırdı ve havaya vurdu ve iki şok dalgası yaratarak gardiyanlara saldırdı. Havanın ani gelen güçlü patlaması o kadar şiddetliydi ki onları geriye savurdu.

“Eğer bu bir daha yaşanırsa, belinizi bükerim.” Lin Feng bunun üzerine hızla atıldı. Sadece güçlü olanların kendilerini ifade etme olasılığı vardı. İki gardiyan dudaklarının kenarındaki kanı silerken, ayaklarıyla cebelleşiyordu. Lin Feng’in çoktan uzaklaştığını gördüler ve bundan öfkeyle köpürüyorlardı. Bir çöp parçası yine de onlardan daha güçlüydü, hiç şüphesiz sadece dağ gardiyanlığına uyuyorlardı.

Yun Hai Tarikatı içerisinde, 15-16 yaşındaki çocuklar gelişim yolunda altıncı veya yedinci katmana erişirlerse, yetenekleri sıradan olarak görülür. Sekizinci katmana erişenlerse olağanüstü dahilerden sayılırlar. Yun Hai Tarikatında herkes onlara hayranlıklarını gösterir. Ling Qi katmanına erişen 15-16 yaşındakiler içinse, güçleri bütün Xue Yue kıtasında tanınır.

Bu dâhilerden farklı olarak, 15 yaşındaki biri Qi katmanlarında hiç ilerleme kaydetmezse, diğerleri tarafından yukarıdan bakılır. Lin Feng’in seviyesi o kadar düşüktü ki diğerleri ona “Çöp parçası” diyordu. Diğerleri tarafından zorbalığa uğruyordu ve herkes onu değersiz bir çöp olarak görüyordu.

Lin Feng’in Yun Hai Tarikatı’na geri döndüğü gerçeği öğrenciler arasında çok hızlı bir şekilde yayıldı. Lin Feng, çöp parçası adı çıkmış olan, Yun Hai Tarikatındaydı. Lin Feng, Tarikatın topraklarında yürürken insanların onu gözlediğini fark etti: herkesin yüzünde ayrı bir ifade vardı. Hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Yun Hai Tarikatında ilerlerken, Xing Chen Köşküne geldi.

Xing Chen Köşkü Yun Hai Tarikatında, öğrencilerin çeşitli dövüş gelişim teknikleri ve dövüş yetenekleri sağladıkları yerdi. Her gün, bir sürü öğrenci çalışmak için Xing Chen köşküne gidiyordu. O gün de bir istisna değildi ve Köşk öğrencilerle ağzına kadar doluydu.

Aniden,

“Lin Feng.”

Lin Feng bir ses duyunca yürümeyi bıraktı. Etrafına bakındı ve kısa bir süre sonra soğuk bakışlı bir gencin farkına vardı.

“Bayağı hızlı iyileşiyormuşsun, anlaşılan hala ölmemişsin.” Genç Lin Heng’di. En son birbirlerini gördüklerinde Lin Feng’i öldürmeye çalışmakla suçlu kişiydi, Lin Hao Ran’ın büyük oğlu.

Lin Feng ona hızlı bir gülümseme attı ve alaycılıkla gülümsedi. Lin Heng daha yeni sekizinci Qi katmanına ulaşmıştı ki, o sırada, Lin Feng yedinci Qi katmanındaydı ama aynı zamanda Dokuz Ağır Dalga tekniğinde ustalaşmıştı, Lin Heng’den aşağı kalır yanı yoktu. Lin Feng’in yalnızca bir iki yetenek daha öğrenip çalışması lazımdı böylece kesinlikle Lin Heng’i yenebilirdi.

Lin Feng, Lin Heng’i görmezden geldi ve anında Xing Chen Köşküne girdi. Öncelikle yeteneklerini ve gücünü arttırmalıydı, sonrasında da intikamını almalıydı.

“Sonraki sefere, seni kesinlikle geberteceğim ve babana cenazeni yollayacağım.” Lin Feng’in kendisini umursamadığını görmesiyle Lin Heng hiddetle konuştu. Lin Heng’in gözleri Lin Feng’i süzerken delip geçen hançerlerdi adeta.

Xin Chen Köşkünün önünde, oturan yaşlı bir adam vardı. Adam dalgın bir şekilde ufku seyre koyulmuştu.

“Kıdemli.” Lin Feng selamlamak için yaşlı adama başını eğdi. Orada köşkü korumak için duran tek kişiydi. Xing Chen Köşkü çok önemli bir yerdi ama orayı koruyan yaşlı adam pek de önemli biriymiş gibi görünmüyordu. Bu Lin Feng’e önceki hayatında izlemiş olduğu bir filmi hatırlattı. Film basitçe yerleri temizleyen yaşlı ve çok güçlü bir keşişi anlatıyordu. Lin Feng bu sahnenin özellikle derin ve ölçülemez olduğunu düşündü, tamamen idrak etmek hem muamma hem imkansızdı. İkinci hayat bahşedilmiş biri olduğu için, böyle hareketlerin manasını anlayabiliyordu. 

Yaşlı adamın yüz ifadesi aniden değişti ve dikkatini vermeye başladı. Lin Feng’in onu tanımasına gerçekten şaşırmıştı. Kısa bir süre sonra, memnunca şaşırdığını ifade ederken kafa sallamaya başladı: “Yedinci Qi katmanı, sadece ilk katta tanıtılan yetenekleri seçip çalışabilirsin, en fazla iki yetenek.”

“Anladım.” Lin Feng cevap verdi. Xing Chen Köşkü üç kata ayrılıyordu, aşağı seviyedeki öğrenciler yüksek seviyedeki biraderleriyle aynı kaynaktan faydalanamıyordu. İkincilerin daha yüksek seviyedeki kaynaklara ulaşmak için kartları vardı. Bu yüzden, aşağı-seviye öğrenciler sadece birinci kattaki kaynaklara erişebiliyordu.

Birinci katta açık olan kaynaklar sarı-düzey yetenekler ve metotlardı. Fakat, onlardan sürüsüyle vardı. Bunun sayesinde kişinin kendi için en uygun yetenekleri ve metotları bulma imkanı oluyordu. Onların hepsi Lin Ailesinde bulanan her yetenekten çok daha iyiydi.

Lin Feng’in o sırada en çok ihtiyaç duyduğu şey yeteneklerdi bu yüzden yetenek kitaplığındaki kitaplara bakmaya başladı.

“Yedi-Tiran Yumruğu, Zalim Yumruğu – Yedi Ölümcül Saldırı, yetenek dövüş ruhu taşıyanlar için uygundur.”

“Kasırga Kılıcı, havanın kendisini bir silaha çevirir ve çoklu rüzgar kılıçları fırlatır, yetenek rüzgar ruhu taşıyanlar için uygundur.”

“Köpüren Öküz, sarı seviye üst mertebe dövüş sanatları yeteneği, yetenek canavar ruhu taşıyanlar için uygundur.”

Lin Feng tüm kitapları gözden geçirip hızlıca sayfaları çevirdi ve sonrasında kitaplığa geri koydu. Karanlık ruh taşıyordu. Tüm yeteneklerde güçlenebilme kabiliyeti vardı. Anlama yeteneği de fazlasıyla yüksekti. Kısaca, iş yeni yetenekler öğrenmeye gelince kesinlikle bir kısıtlama yoktu. Hepsini öğrenip çalışabilirdi, bu da karanlık ruha sahip olmanın avantajlarından biriydi. Fakat, hala istediği yeteneği bulamamıştı.

“Soğuk-Esinti Kılıcı, hızlı ve hünerli, bu yeteneği kullanırken doğal zarafet ve şıklık beraber olmalı, yetenek kılıç ruhu taşıyanlar için uygundur.”

Lin Feng’in yüz ifadesi değişti ve aniden kitaba baktı. Bir kılıç taşımak, ülkenin her köşesini gezip insanlara yardım etmek ve kötücül niyetler taşıyanların kanını dökmeyi dört gözle bekliyordu. İkinci şansı için minnettarlıkla doluydu ve öç almaya susamıştı. Hislerini açıklamaya güç yetiremezdik, oldukça mutluydu ama hala bu yeteneğe tam olarak ihtiyacı olduğunu veya istediği izlenime kapılmamıştı.

“Kılıç Çekme yeteneği, kılıç çekme hafif hızla öldürme yeteneğidir, hızlı bir tek atma yeteneği, yetenek kılıç ruhu taşıyanlar için uygundur.”

“Kılıç Çekme.” Lin Feng hareket etmeyi bıraktı, anlaşılan bu kılıcın kullanımı diğer kılıçlardan farklıydı. Bilindiği üzere, kılıç ustalarının en çok sevdiği an kılıcı kınından çıkarmaktır çünkü bu zaman kaybının yaşandığı kritik bir andır ve bu yüzden yapılan saldırıyı geciktirir. Söylemeye lüzum yok, kılıcı kınından çıkarmak insanları öldürmek için kullanılan bir yetenekti. Kılıcı kınından çıkarmanın tek amacı öldürmektir. Bu yeteneğin en güçlü anı kılıcı kınından çıkarıp tek hareketle saldırmaktır, eğer ilkini ıskalarsan, kendini sadece yenilmiş sayabilirsin.

Dahası, kılıcı kınından çıkarmak diğer yeteneklerle bir değildi. Sadece bir seviyesi vardı, tek hareket. Kılıcı kınından çıkarıp, insanları öldürmek nihai kazanım, en büyük başarı. Tek bir hızlı hareket ve kılıcın düşmanlarının kanıyla yıkanır.

“Bunu seçtim.” ‘kılıç çekmek’ Lin Feng kitabını aldı ve vücut hareket tekniği seçmeye hazırlandı. Sonuçta, bütün düşmanları tek vuruştu öldüreceğinden emin olması gerekiyordu. Eğer yenilirse, tek çözüm, kaçmak için yeterince hızlı koştuğunu varsaymak olacaktı. Çatıdan çatıya atlamak, duvarlardan sıçramak, bunlar aynı zamanda kullanışlıydı ama bu zaten herkesin düşlediği bir şeydir, değil mi?

Lin Feng sonrasında bir çeviklik tekniği olan Ay Işığı Tüyü kitabını seçti. Bu yeteneklerde ustalaşabilen biri o kadar güçlü olur ki hiç kimse onu göremez. Aslında, gölgen ve kendi ölümleri dışında hiçbir şeyi göremezler. Kitapları bir araya topladıktan sonra, Lin Feng onları kontrol etmek için yaşlı adama gitti.

“Kılıç çekmek.” Diye fısıldadı yaşlı adam, ve devam etti: “Genç adam, kılıcı kınından çıkarmak… bu yetenek ilk defa seçiliyor. Bununla beraber, şunu bilmelisin ki eğer biri senden önce çoktan kılıcını çektiyse ve sen hala kendininkini çekmediysen, hızın rakibininkinden az ise, netice açıktır, kaderin mahkumu olursun. Kişi bunun çok güçlü olduğunu söyleyebilir lakin yüksek seviyede bir başarı istiyor, her rakipten daha hızlı olmalısın ve sadece böyle, onları tek vuruşta öldürebilirsin.”

“Anladım.” Lin Feng kıdemlinin zayıflığını fark etmesi için ona nezaket gösterdiğini biliyordu. Birileri kılıcını çekerken çok yavaşsa, o zaman tek vuruşta öldürmek imkansız olur ve bu da kendini kritik aynı zamanda tehlikeli bir duruma sokmak anlamına gelir.

“Tavsiyeleri açık bir şekilde anlıyorsun, bu iyi bir şey. Tek vuruşta başarıyla öldüremiyorsan, Ay Işığı Tüyü kaçmak için harika bir hareket yeteneğidir.” Yaşlı adam durdu ve Lin Feng’in kitaplarını kontrol etti. Dahası, Xing Chen Köşkünden alınan kitaplar bir ay içerisinde geri iade edilmeliydi. Onları bir aydan uzun süre alınca başka kişiler bunları alamayacağı diğer Yun Hai Tarikatı üyelerinin çalışması etkilenecekti.

“Teşekkür ederim, Kıdemli, bana rehberlik ettiğin için teşekkürler.” Lin Feng kitapları aldı ve minnettarlığını göstererek yaşlı adama kibarca teşekkür etti.

“Un.” Yaşlı adam kafa sallarken gülümsedi ve ona esnek bir kılıç verdi, “Bu kılıcı kemer olarak kullanabilirsin çok yumuşaktır, zaten burada bir işe yaradığı yok, alıp biraz eğlenebilirsin.”

Lin Feng teşekkür edemeden,

“Önemli değil, bana bir sürü kez teşekkür etmene gerek yok. Git ve çalış!” Yaşlı adam Lin Feng’in tekrardan teşekkür etmek istediğini fark etti ve ona el sallayarak veda etti.

Lin Feng ne diyeceğini bilemeyerek başını kaşıdı. Kılıca yakından baktı.

Kemer gibi giyinen bir kılıçla, kılıcı kınından çıkarmayı birleştirince birine gizlice saldırmana olanak sağlar ve onları tek bir hızlı hareketle öldürebilirdin.

Lin Fen kafa salladı, yaşlı adama gülümsedi ve ayrıldı.

“Bu kadar ilginç bir genç adam görmeyeli epey olmuştu.” Yaşlı adam kendi kendine fısıldadı. Hemen sonra, ilk baştaki pozisyonuna geri dönüp düşüncelere dalmış gibi ufku seyretti.

Şu günlerde, gençler çalışarak güçlerini geliştirmekle yükümlüydüler, ama bunu düşüncesizce daha çok ve daha çok yapınca dövüş sanatlarının geleneksel temellerini unutup ihmal ediyorlardı.