Bölüm 6: Baygın Dost
İlk olarak… Partnerimi bulmam lazım?
…
‘Dünya’ benimle taşak mı geçiyorsun? Akademinin yarısını
çoktan kat ettim, ama hala uyanık biriyle karşılaşmadım.
Ve prosedürün son kısmında, bana partnerimi uyandırmamı
söylüyorsun.
Bunu henüz denemediğimi mi düşünüyorsun?
Bunu Irlın ve kızlar üzerinde test etmeye cesaret edemedim.
Bazı insanları uyandırmak için birkaç kez sarstıktan sonra, koridordaki şanssız
birini kaptım ve, kafasından aşağı birkaç defa buz gibi soğuk su bocaladım.
Sonuç ise, uyanmadı.
Stun Giderme bile kullandım, ama hiçbir tepki vermedi
Diğer bir deyişle, bu durumda normal bir insansa işe
yaramayacak. Anlaşılan özel birini bulmam lazım.
Ciddi misin? Akademide sürüyle insan var. Gerçekten gördüğüm
her insanın kafasından aşağı su mu dökmem gerek? Yoksa herkes üzerinde büyü mü
kullanmam lazım?
Bir ipucu falan olsaydı iyiydi ya.
…
Bekle, henüz denemediğim tuhaf bir yeteneğim yok mu benim?
Hızlıca yetenek listemi açtım, ve en aşağı ilerledim. Daha öncesinde
Ünlü Detektif ünvanıyla beraber açılmış bir yetenekti. Pozisyonuma göre 10
metre içindeki tüm gizli ipuçlarını görmeme izin veriyordu.
Üstüne bastığımda, ipucu çevremdeki bir şey değildi
kullanıcı ara yüzümdeydi!
Kullanıcı ara yüzümü açmak için tıkladım, ve üzerinde,
arkadaş listesi parlıyordu.
Bunu ipucu olarak mı saymam lazım?
Arkadaş listesini açtım, ve sahip olduğu formatın öncesinden
tamamen farklı olduğunu anladım.
Üst kısım Aliyah, Dale ve Yuon gibi öteki dünyalılardan
meydana geliyordu, ve alt kısım da bu dünyanın yerlilerine ayrılmıştı. Ve öteki
dünyalıların avatarlarının altında, ek olarak bir de mail ikonu vardı… Bu
bahsettiği Mesaj Sistemi mi oluyordu?
Güzel bir özelliğe benziyordu. Eğer birbirimize mesaj falan da
atabiliyorsak, bu şey gittikçe MMO sistemine benzemeye başlıyor
Ama…
Şimdi bu kullanışlı mı?
Butona basmayı denedim, ama hiç cevap yoktu.
Hakikaten nasıl bir ipucu bu? Tanrım… Eh?
Arkadaş listesine dikkatle baktığımda, birinin ismi
ötekilerden farklıydı.
Aliyah.
Avatarının kenarları aslında yeşildi, ki diğerlerinin hep griydi.
İpucu bu mu? Bu avatarlar hep buradaydı, ama onlara fazla
dikkat etmemiştim.
Yoksa bunda özel bir fonksiyon mu vardı?
Aliyah’ın avatarına bastım, ve aniden mini-haritamda yeşil
bir ok belirdi!
Hedefe Uzaklık: 1.128m
Aşağıda küçük bir bildiri bile vardı. Basitçe beni, gaza
getiriyor gibiydi, “Hey, birader gördün mü? Burası gitmen gereken yer adamım.
Oraya gitmekten başka şansın yok bilesin~”
Kahretsin. Fakat, durum böyle olduğu için, sahip olduğum tüm
ipuçlarını düzenlesem dahi, aradığım cevap için her kapı Aliyah’a çıkacaktı.
Bu gerçekten samimi ve anlaması kolay bir ipucuydu. Aklımda
bu düşünceyle, anında ‘Hızlandırma’ya bastım, ve hedefimin olduğu yöne doğru
atıldım.
…
Hey hey hey, genç bir kız olarak, bu uyku pozisyonu da ne
böyle?
Hedefime ulaştığımda, gördüğüm şey elinde çatalıyla masa
yatan beyaz saçlı bir kızdı. Ve çatala dolanmış spagettiler görülüyordu.
Peki, yemek yerken sızdığını anlıyorum, ama lütfen… Kafanı
şu makarnaya gömme.
Gerçekte görkemli şekilde parlayan bir çift beyaz at kuyruğu
olsalar da, şu anda, tamamen ketçapla kaplanmışlardı, ve de spagettiyle
karışmış gibiydiler.
Ayrıyeten böyle bir durumda, ciddi ciddi huzurlu bir halde uyuyordu.
Nasıl nefes alıyor ya bu? Kulaklarından mı?
Durum ne olursa olsun, onunki gibi bir kişilikle, uyanır ve
kendini böyle bulursa, ardından onu bu durumda gördüğümü anlarsa, beni
kesinlikle ölene kadar pataklar. Uyanmadan önce, onu temizlesem iyi olacak.
Onu masadan kaldırdım, ve sandalyeye yasladım.
Düşündüğüm gibi, suratının tamamı sosla kaplanmıştı. Ama
huzurlu bir şekilde uyuyordu. Arada sırada, dudaklarındaki sosu yalıyordu, ve
belli belirsiz bir gülümsüyordu.
Ne tarz bir rüya görüyor ki bu? Allasen ne tarz güzel bir
rüya görüyor bu?
Yoksa gerçekte bir ahmak mı?
Ah, neyse ne. Yüzünü temizlemeye başlayalım bakalım.
Yanımdaki masadan sofra peçetesini kaptım, ve suratındaki
sosu temizledim.
Fakat, yüzünü temizlemeyi bitirdiğimde ve tam saçlarına
başlayacakken, elim yakalandı!
“Sen, ne yapıyorsun bana?”
“…Günaydın?”
“Gerçekten ‘Günaydın’ deme zamanı mı!?”
Sonrasında, bana bacağıyla saldırdı. Neyse ki, kendimi
çoktan hazırlamıştım, ve savaşa durumuna girdiğim anda geriye fırladım.
Ciddi misin? Ben 18.seviyeyim, ve Sınıfsız olduğum için
hiçbir stat artışım olmasa dahi, 14.seviye bir İki Yönlü-Kılıç ustasının
saldırısını savuşturmak benim için hiç sorun teşkil etmez.
“Besbelli sabah şu an. Muhtemelen yapmadığım bir şeyi
yaptığımı sanıyorsun, dün gece spagettiye gömülü olarak uyuyan kimdi
sanıyorsun?”
“Hah? Kim bir… tabak… spagetti üzerinde uyur…”
Konuşmasıyla, bakışları yanında duran masaya çevrildi.
Büyük ihtimalle bir şey düşünüyordu, sözleri yavaşladı, ve
suratı bir domatesinki kadar kırmızı oldu.
Hatırlamış gibiydi.
Ellerini kaldırdı ve yüzüne dokundu, sonrasında, saçlarına
dokundu.
“Ah ah… Bende rüyamda neden spagettiyle dolu bir dünya
görüyorum diyordum… Yoksa… direk üzerinde mi uyudum… Tüm bir gece… Ah ah
Aaaah.”
“Tamam, acele et ve saçlarını temizle. Sonuçta, bir kızın
saçları hayatıdır.”
Bunu söyledikten sonra, kalan peçeteyi ona verdim.
Bana gerçekten uzun bir süre baktı, ama yine de kızarırken
peçeteyi kabul etti, ve temizlemeye başladı.
“Nereden bilebilirsin?”
“Un?”
“Öncesinde söylediklerin.”
“’Bir kızın saçları hayatıdır’ı mı diyorsun?”
“Evet… Şimdi sen deyince, playboyların top 10 cümlelerinden
biriymiş gibi geldi.”
“Hey hey, sana nezaketle hatırlattım, ama sen beni kötü bir
tip gibi gösteriyorsun.”
“Değil misin? Özellikle bana yardım etmek için niye bu kadar
yol geldin… yüzümü ve diğer şeyleri temizlemek için… Sen… Sen başka bir yere
dokunmadın, değil mi?”
“Başka nereye dokunabilirim? Sen şey kadar düzsün şey kadar…
Hey hey hey, kılıcın alevlendi! Sadece şakaydı!”
“Gerizekalı!”
Anında mutfağa doğru koştu, ve akan suyun sesini duyabildim.
3 dakika sonra, Aliyah kapıdan çıktı, ve çift at kuyruğundan
damlayan sular vardı.
“Lekeleri sadece mendille temizlemek mümkün değildir! Gerizekalı!”
“Evet evet… ah doğru, şu dediklerim hakkında.”
"Efem?”
“Bana bunu kimin söylediğini hatırlamıyorum. Cümleyi
hatırladığım halde, kimin söylediğin hatırlamıyorum. Haha.”
“…Sende mi aynısın?”
Aliyah aniden konuştu.
“Eh?”
“Sen… Akrabalarının arkadaşlarının ve önemli kişilerin
isimlerini hatırlıyor musun?”
Beklenmedik şekilde bunu söylediğinde, sırtımdan soğuk bir
ürperti geçti.
İsimler…
Öncesinde sorunu neden anlamadım?
Hatıralarımın çoğu tam olamasa da, onlar hakkında hala
bulanık bir resme sahibim.
Fakat… Sadece isimler tamamen unutulmuş.
“Hiçbirini…”
“Kahretsin ’Dünya’… Ne diye onları bizden aldın?”
“Öyle mi… Haha, böyle bir ifade takınma. Oh doğru, acele et
ve bana şu anki durumu açıkla. Buraya sadece beni uyandırmak için mi geldin?
Etrafımızdaki durum o kadar basit değil, değil mi?”
“Oh, haklısın, bunun hakkında şimdi öfkelenmeye gerek yok.
Ama buraya yalnızca seni uyandırmaya geldim.”
Partner belirlendi. Görev paylaşılıyor…
…
Paylaşım tamamlandı.
Görev devam ediyor.
Aliyah bir müddet şaşırdı, sonrasında, havaya birkaç kez
bastı.
Bir süre sonra, yüz ifadesi katı bir hal aldı.
“Gerçekten ilginç görünüyor, ha.”
“Senin düşüncelerin de mi aynı?”
“Tamamdır, bununla bir uğraşalım bakalım!”
Çeviri ve düzenleme için ellerinize sağlık
YanıtlaSilHarika bir seri devamını sabırsızlıkla bekliyorum
YanıtlaSilTeşekkürler bölüm için
YanıtlaSilElinize sağlık iyi ki varsiniz
YanıtlaSilELİNİZE SALIK : )
SilElinize sağlık bölüm için teşekkürler
YanıtlaSilEllerine sağlık
YanıtlaSil